teşekkür ederim, bunu bilmiyordum araştıracağım.

Edirne valiligi tarafindan restorasyon baslatilmis bir mimar arkadasim tam sizin ozelliklerinizde mimar ariyordu facebooktan. Mimarlara ulasmayi deneyebilirsiniz belki.

müze ve ören yeri restorasyon işi alan inşaat şirketleri var. ihaleleri aldıklarında şartnamede restorasyon vesaire de oluyor genellikle. bu tarz firmalar bulabilirsiniz.

Bende yok. 6.baski.

6. Baski elimdeki sizinki ile ayni.

10. baskı bende de yok.

o şiir kitapta yoktu diye hatırlıyorum. şizofrengi dergisinde yayınlanmıştı. bende vardı hatta o şiirin bulunduğu sayfa dergiden taranmış halde bulursam atarım.

edit: derginin tüm sayıları burada var: www.sizofrengidergisi.com

22. sayıda olması lazım.

@rotten head; çok makbule geçer müdürüm. Çok sağ ol bilgi için de...

ozaman burdan dinleyelim
www.youtube.com

rotten head +1
elimde 2. baskısı var ama onda da hepsi yok.

geçenlerde ben de sormuştum. belki yardımcı olur.

www.eksiduyuru.com

@ne desem bilemedim'in cevaplarina ek olarak eminonunden vefa'ya dogru cikilan sokaklarda sanırım adi kucukpazar, pazar gunleri sabah kuruluyor. Ama erken gitmek gerekir. Dolapdere de pazar gunu sabah.

hasırcıbaşı

teşekkürler herkese

Tamam siz bisey yapmayin. Ne bicim yer lan burasi illa ki hamileyim +18 fln biseyler sormak lazim cevap almak icin.

bence de belgeyi muhakkak geri alın, bu arada imzaladığınız belgede kursun başlangıç tarihi, hangi tarihe kadar çağrılmanız gerektiği, hangi tarihe kadar çağrılmazsanız belgenin geçersiz olacağı falan yok muydu? öyle sonsuza kadar, ya biz bi ara proje yapıcaz, onda çalışmayı taahhüt ediyorsunuz şeklinde bir sözleşme zaten geçerli olmaz.

tabii canım, alın o belgeyi. vermek zorundalar yani, ne demek hem gelmezseniz tazminat alırız, hem de gelmeyin demek. sert çıkışın gerekirse. olmadı avukat falan bir arkadaşınız varsa bu konuda tutanak falan tutturun, ya da noterden mi oluyor o işler bilmiyoruma ama tabii bu durumda astarı yüzünden pahalıya da gelebilir. yine de danışılabilecek bir avukat varsa daha sağlıklı bir yol izlenebilir.

şarkı adındaki "gamzedeyim" yanağın yanındaki çizgi anlamındaki gamze değil de gam'dan müzdarıp kişi anlamına gelen gamzede kelimesiymiş. depremzede gibi. geçen de bunu öğrenmiştim.

evet güzel şarkı.

@amortisman teşekkürler

Ben de demin ekşide okudum aynısını.

Şarkı merhumun değil ama.

aynen.
o kadar iyi ve etkili ki dinleyince hüzün kaplıyor içimi, kursağım düğümleniyor.

bir de ben bu "gamzede"yi "gamze"de olarak anlardım ve anlamsız bulurdum.
bir gün babama "baba, madem adam gamzede (yani sevdiğinin gamzesinde), neden hala hüzünlü?" demiştim. o da bana "gamzede, gamdan etkilenmiş, gamlı zamanlar geçirmiş anlamında" demişti. o zamandan beri daha da seviyorum.
evet.


not: cansu koç da çok iyi söylüyor.

Gamzedeyimin ne olduğunu sonradan anladığım eşsiz eser eşsiz yorum.

Evet cok guzel sarki. Bu tarz sarkilari hic sevmem ama Baris abimizin bu parcasi benim icin onemli bir istisna. Cok guzel yorumlamis.

@amortisman Ufkum acildi, tesekkurler:)

Cidden gamze'de mi anlamis herkes bu şarkıyı cok ilginc.

biz de mervelerdeyiz, ders çalışıyoruz.

Geçen akşam Barış Manço gecesi yaptım kendi kendime, bu şarkıyı da defalarca dinledim. Allah rahmet eylesin, mükemmel bir adamdı.

Anlamını bildiğim ama sürekli kaçtığım bir şarkıydı. Şu saatte yapılacak iş mi be abiler?
(bkz: 26259714)
3 hafta oldu ayrılalı.

not: Şarkı mükemmel. Bense bir ergen.

Bloklamışlar beni, halbuki ne takip ederdim ne de menşın attım. Bu olaydan önce haberim dahi yoktu. Cidden resmi hesap mıydı ona da emin değilim.

Ben de blocklanmisim ama anlamadim neden boyle bir fisleme yapilsin?

nereden anlıyorsunuz blokladıklarını?

@toujours osymbaskanligi adresini yaz bak takip butonu cikmayip blokladigi yazıyor.

kitapyurdu'nda genelde fiyatlar daha uygun ve 20tl üstü kargo ücretsizdi, bir bakın derim.

Idefix 50. Sitede kocaman yazıyor zaten.

dr.com.tr yi tercih ediyorum ben bazen 25TL ye düşürüyorlar şu an 50 lira.

Kitapyurdu, bildiğim kadarıyla şu an en uygunu. Babil.com da iyidir. diğerleri 50 lira üstüne ücretsiz yapıyorlar kargoyu

Neden tik atilmadi benim cevabima?

maraş aralarında en ideal.

siirt ve mardin pkk yuvası bilindiği üzere.
ardahan çok kar buz soğuk olur.
bayburt çok küçük yer.
kilis suriye nedeniyle sakat.
adıyaman veya erzincan ikinci tercih olabilir.

kesinlikle maraş seçilir.

maraş bence de. aslında maraş hariç diğerlerinin hepsine asla diyebilirim mobilemob'un dediklerine ek başka şeyler de eklenebilir. kilis mesela şehir bile değil köy bildiğin. terör zaten başlı başına yeterli.

erzincan için yardımcı olmaya çalışırım. erzincanlıyım senede 2-3 haftamı en az orada geçiririm.

ayrıca içlerinde en iyisi erzincan olur sanırım yine. düzenlidir, güzeldir, havaalanı var günde 3-4 sefer var.

erzincanla ilgili her soruyu da cevaplamaya calışırım.

maraş ve erzincan dışındakiler seçilmez.

Marasi buraya yazdim ama yuksek kapatacak herkes marasi yazar anlasilan. Erzincan'i yazacak gibi gozukuyorum. Hepinize tesekkur ettim.

Sıralama Maraş, Bayburt, Kilis Erzincan siirt mardin..

bayburt'dan uzak dur.

Hukuk (okunan bölüm)- Bilkent siyaset bilimi olabilirdi burslu.

ingilizce işletme (okunan bölüm) / ingilizce işletme( keşke daha erken bitirseydim diye hayıflanılan bölüm)

bilkent işletme ve bilkent iletişim&tasarım okudum lisansta. işletme okuduğum dönem 2. tercihim olan iç mimarlık gelse daha isabetli bir tercih olurmuş.

ya da sayısal puanla öğrenci alan odtü endüstri ürünleri tasarımı bölümü olabilirdi.

mimarlık <3 / mütercimlikte de hep gözüm olcak

bu arada hangi meslek isterdiniz sorusuna %90 mimarlık diye cevap verir diyecektim ki bi tane mimarlık düşmüş bile heheh

bilgisayar programciligi okuyorum, bilgisayar bilimleri veya biyomuhendislik isterdim.

bilkent genetik / bilmiyorum zaten tıp ve mühendislik okumak istemeyen, mimar filan da olamayacak sayısalcı tuhaf öğenciydim...ama şunu yapabilirdim sıralamada ilk yüzde olan öğrencileri bizim zamanımızda yurtdışında burslu okutuyorlardı ki ben de gidiyordum aslında son anda vazgeçtim. sanırsam şimdi çocuğum olsa veya ben şimdi olsam gidip yurtdışında okurdum.

Matematik okudum arkeoloji istiyordum bu sene arkeolojiye basladim :)

okunan: hukuk

istenen: psikoloji (olmazsa yine hukuk okurdum)

odtü uluslararası ilişkiler okudum , uluslararası ilişkiler okumak istediğim için girdim ama siyaset bilimi ve psikolojiye de ilgim daha fazla olduğunu gördüm odtü bilkent boğaziçi ya da galatasarayın bu bölümelrini isterdim

uluslararası ilişkiler / uluslararası ilişkiler :)

Uluslararası İlişkiler / Pilotaj

bilkent endüstri okuyorum. psikoloji okumak isterdim. şu an 1. 2. sınıf olsaydım bırakıp psikolojiye geçerdim muhtemelen.

inşaat müh / herhangi bir meslek olabilir yeter ki inşaat olmasın...

makine mühendisliği / antropoloji

Radyoloji okunan diyetisyenlik gozu kalinan

mimarlık terk
şu an inşaatta okuyorum
kimya ya da psikoloji isterdim

Okunan:isletme
okunmak istenen: uzay muhendisligi

2.bp.blogspot.com

uluslararası ilişkiler / sosyoloji

işletme okuyorum, biyoloji ya da tarih okumak isterdim.

tıp / daha kolay herhangi bir şey

Mevzuyu yanlış okumuşum yahu o yüzden cevabımı sildim:

Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okumak isterdim yine, fakat Tiyatro da okumak isterdim konservatuvarda, DTCF özellikle...

ingilizce - almanca mütercim / tercümanlık okuyorum. Bilkent'te okumayı çok isterdim bu bölümü çünkü orada ingilizce - fransızca. ama zamanında %100'üne puanımız yetmedi...

orman mühendisliği / edebiyat

psikoloji / yurt dışında veya elit bir okulda psikoloji

Makine muhendisligi/son yil biraktim,dtcf tiyatroya girdim

İnş müh. / tıp-eczacılık

Pazarlama(okunan bölüm)/ Çocuk psikiyatrisi

endüstri ürünleri tasarı okumak isterdim, puan fazla diye gittik tıp yazdık.

kimya okuyordum bıraktım, felsefe okuyorum. ( Çok net bii cevap oldu sanırsam :) )

birbiriyle alakalı ancak ismen değişik 4 farklı bölümde okudum, 5.sinde okumaktayım. hepsinden son derece memnunum ancak dil-edebiyat bölümlerinde hep gözüm kalmıştır.

mimarlık/mimarlık

kot satan mağazaların çoğunda yukarıdaki raflara dikey olarak asılmış kotlar sergilenir, fiyatı normalin biraz üzerindedir ama kumaşı genellikle kalındır. normal rafta katlanmış olarak duranlar incecik ama dikey olarak asılanlar ciddi anlamda kalın.

tabi hepsi için geçerli değildir, kendi tecrübelerimi paylaştım sadece.

levi's'ta var. benim favorim 798 ama hiçbiryerde bulamıyorum.

ince olanlar likralı olanlar,genişleyenler fln.
direkt kot kumaşında levis in vardır standart eski modelleri.
mavi marka kotlarımı da uzun süredir giyiyorum levisları da.

Mavinin fabrika satis magazasina gidip eski kotlara ulaşabilirsiniz aslinda o tarz kotlari indirimde satiyorlar.

Ben de bu yil formasyon aliyorum. Matematikcilerin neredeyse tamami gk gy den zaten 83 84 ustu aliyorlar. Egitime pek onem vermiyorsunuz ama ona da cok iyi calisiyorlar geriye en önemli kisim alan bilgisi kaliyor. Eger alaniniza guveniyorsaniz uzaktan egitimlerle olur ama orda sikinti varsa bence dersaneye gidin derim. Cunku baya iyi calisiyor herkes.

Cok buyuk isler degil bence yaptiklari. Su an egitim fakultesinde derste metaryel tasarlayan biri olarak yazıyorum bunu. Ogrencilerindeki degisime bakmak gerekir cocuklar nerden nereye geldiler. Ayrıca koy ogretmenlerinin neredeyse tamami bu sekilde calismalar yapiyor zaten.

ama hepsinin adı bu kadar duyulmuyor. bir de sadece ulusal bazda ödül almış olsaydı dediklerinize katılırdım ama uluslar arası arenada da ödül almış birisi.

Eğitim fakültelerinde materyal tasarlamak ne alaka onu anlamadım yalnız.

Köy enstitüleri kapatılmasa bu öğretmen gibi olmayanlar farklı gelecekti bize. Opera ve buz pateni dışında farklı bi sey goremedim. benzerlerini yapan köy öğretmeni arkadaşlarım var. Yine de özendirici olması açısından bunların duyulması güzel.

opera ve buz pateni de çok enteresan ve güzel bir olay açıkçası. ben ankarada okudum, buna rağmen bir kere operaya gittim. buz patenine ise hiç gitmedim... büyük bir başarı bu öğretmenin yaptığı. diğer öğretmenlerin yaptığı gibi ev okul yapmamış sürekli. ve tayin hakkı olmasına rağmen on yılını köy okullarında hizmet ederek geçirmiş açıkçası.

dilek öğretmen ve sizin arkadaşlarınız gibi öğretmenlerin sayısının artması dileğiyle.

haberi okumamıştım, gurur duydum.

evet öğretmenlerin çoğu bu şekilde özveriyle çalışıyor, çalışmayanlar da var.

benzer çalışmaları gönüllü olarak yapıyoruz. yaptığı çalışmaların mutfağını biliyorum. hiç de azımsanmayacak çalışmalar yapmış. üstelik ekip olarak bile altından zor kalkılan çalışmaları tek başına başarmış. kutlamak, alnından öpmek lazım.

geçende burada çocukların soru sorabilmelerinin önemini vurgulamıştım.
"bizde soru soranı terslerler. genelde olan bu. çünkü öğretmen ağır ders yükünden bunalır, kendisini geliştirmek istemez ve çocuk onu derste aslında zorlamaktadır." yorumu geldi. öğretmen müfredata vakit yettirmekte zorlanılıyor, soru sormalarına izin verilirse o müfredat yetişmez diye düşünüyoruz.

dilek öğretmenin tek başına hem müfredata ayak uydurup hem çocuklara ve ailelerine bu düzeyde emek vermesi gerçekten olağanüstü bir özveri.

öğrencilerdeki değişimin çok olumlu olacağı açık. aileleri çocuklarıyla iletişim kurma yönünde bilgilendirilmiş, ailelere iş yapabilecekleri kurs verilerek geleceğe daha güvenle bakambilmeleri için kapılar açılmış. o annelerin başka ufak çocukları olduğunu düşünün, o ufak çocuklar için de büyük olasılıkla halk eğitim'den ana okulu öğretmeni gelmiştir. yoksa kadınlar gelmiyorlar bebem var onu kime bırakam diyorlar.
okuma yazma kursu açılmış. çocuğunu hastaneye götürmek için kocasını beklemek zorunda kalmamak bir kadın için, bir çocuk için çok büyük fark yaratır.
çocuklar sanatla tanışmışlar ki bu da çok harika bir olay.

yaa yerimde duramadım kalkıp gidip sarılasım geldi. aferin, valla aferin.

Çok basit. Gerçekten isteyen adamı öğretmenlik bölümünde okutacaksın, puanı tutanı değil. Tüm meslekler için geçerli bu.

gerçekten alnından öpmek gerekiyor dilek öğretmenin.
öğretmenlerin çoğu bu özveri ile çalışıyor sözünüze katılamıyorum ancak. bu özveri ile çalışmış olsalardı Türkiyenin hali bu olabilir miydi?

yaptığı işler çok güzel. benzeri öğretmenleri de görüyoruz, duyuyoruz. ama bu öğretmeni onlardan ayıran bulunduğu köyde uzun süre görev yapmasıdır. bu yaptıklarının hem büyüklüğünü hem de etkisini artırmıştır ve büyük bir fedakarlıktır.

huzurlu bir dolunay gecesiydi. ayı ikiye böldüm.

www.reddit.com

küçüktüm boncuklu tabancayı doldurdum bi tane sıktım işte, ağaca baktım ağacın kabuğunu söktü sonra kafama tam şakağıma dayadım tetiğe de ufak ufak basadokunuyorum, nedense kendi kendime heyecan yaratıyorum. Hoşuma gidiyordu bu tarz salaklıklar. SOnra birden hakkaten pat dedi, sıkmıştım gerçekten ama hissetmedim birşey, çıkmamıştı mermi. çektim bir daha tekrar sıktım yine attı. O an işte nedense şakağıma dayayınca çıkmamıştı mermi. Seneler geçti de ben de bunu unutmadım. Ne kadar doğa üstü denirse artık.

6-7 yaşlarındayken yaklaşık 3 metre yükseklikten kafaüstü betona çakılmadan evvel kendimi bembeyaz bir şeyin içinde, dışarıdan biri gibi gördüğümü hatırlıyorum. sanırım çocukken öyle bir sanrıya kapıldım, bilmiyorum. bu tür olaylara pek inanmam.

bi de @e_rsin gibi cips olayım olmuştu. peşpeşe en az 10 defa bedava cips çıkmıştı. elimdekini bitirip bedavayı alıyordum. içim dışım cips olmuştu. sonra bakkalcı erdal abi "yeter artık, yarın alırsın onu da" dedi. ve yarın çıkmadı.

evet.

üzgünüm anlatamam.

Suadiye madoda tup patlayip bir kisi olmustu hatirlarsaniz. Ben o gece ruyamda arkadasimla oraya gittigimi gordum ama omrumde suadiyeye 2 kere gitmemistim. Neyse ruyamda siparisi verdim ama bir sey oldu biz kacmaya basladik. Sonraki gun arkadasa anlattım. Aksamina haberle karsilasmistim.
Bi kere de kardesim sabaha karsi ruyasinda bir kadinin kendini bogazkoprusunden attigini gordu ayni odadaydik baya panikle uyandi anlatti bana. Sabah haberlerinde ayni saatte bir kadinin bogaz koprusunden atladigi haberiyle karsilastik.

Sık Sık seyahat eden biriyim.
Rüyamda ne zaman uçak kazası geçirdiğimi gördüysem, istisnasız kalktığım gün uçak kazasına denk geldim.

Amsterdam'daki THY'den tutun, Malezya uçağına kadar. 3-4 defa yaşadım bunu, zaten 3-4 defa gördüm.

Uçak korkum yok, nadir rüya görürürm. Doğaüstü şeylere inanmam ama bu enteresan gelmişti, özellikle sabah uyanıp rüyalarımı anlattığım insanlara.

Üniversite zamanlarım. Yurtta kalıyorum. Bir gün sabaha karşı 'anne' diye çığlık atarak uyandım. Odadakiler deprem oluyor sanmış, çok korkmuşlar haliyle.

Sabah saat 9 gibi annem aradı beni. Sabaha karşı bir rüya gördüm 'anne' diye çığlık atıyordun, iyi misin diye sormuştu.

Açıklayamadığım bir takım olaylar silsilesi daha yaşadım ancak bunlar sanıyorum hepimizin az çok başına gelen şeyler. Altıncı his, yaşanacakların öncesinde rüyada görülmesi vs.

rüyamda ne zaman bozuk para topladığımı görsem mutlaka başıma kötü bir şey gelir. artık etrafımdakiler öğrendi, oha bile demeye gerek duymuyorlar.

evet, ben de şu andaki bilgilerimizle nedenini açıklayamadığım şeyler yaşadım, yaşıyorum. çoğunluğu öngörü, bazıları ise olumlu ya da olumsuz enerji iletimi gibi bir şey.

birkaç örnek vereyim:
çocuklar dağa çıkacaktı, bu sefer gitmeyin dedim, gitmediler. araç kaza yapmış. nereden bildin diye sordular bir süre.
epeyce yolu olan bir akrabamıza gitmiştik. kapıya bir iki adım kala "evde yoklar" diye düşündüm, evde değillerdi. ( o zamanlar telefon yoktu, rastgele gidiliyordu)
kızımla nişanlısı bir yere gidecekler, epeyce hazırlandı süslendi püslendi. bir an boşuna hazırlandı gibi bir şey düşündüm. saniye geçmedi nişanlısı aradı program iptal olmuş.
bu tür şeyler o kadar çok oluyor ki anlatmakla bitmez. çoğu anlık şeyler. büyük şeyler de oluyor, onlar bana kalsın şimdilik.

bir kaç kez de olumsuz düşüncelerim oldu. bana veya aileme zarar veren kişiler hakkında olumsuz şeyler söyledim veya düşündüm. olunca çok üzüldüm. şimdi öyle yapmıyorum. kimsenin bana zarar vermesine izin vermemeye çalışıyorum. bu daha iyi.

sağ gözüm seğirince paralı iyi şeyler oluyor . ama sadece iki kere oldu :/
boş biliyorum , takip edeyim ben bu soruyu çok ilginçmiş

6. his vs. diyorlar.
ben algıda seçicilik diyorum.
doğa üstü olaylara da inanırım aslında ama kendi yaşadıklarıma algıda seçicilik demek istiyorum.

90'lı yıllar magic the gathering oynadığım dönemler.. cadde'de perla bilgisayar vardı Urza's Legacy seti ilk foil kartların piyasaya sürüldüğü set , biz 14-15 yasında ki cocuklar için booster acıp foil cıkartma eğlencesinin olduğu zamanlar.. haftasonu perlaya gitmeden evvel bi booster dan 2 foil cıkartmayı istedim , perlaya gittiğimde arkadaslarıma kolpadan dergide okudum '' yaa bilior musunuz bazı boosterların içinde 2 x foil kart varmış '' diye sıktım .. booster aldım 3 tane ve bingo 2 x foil.

2010lu yıllar , biraz ekonomik sıkıntılarımın oldugu dönemler.. balat sahilde o dönemki kız arkadaşla yürümece ve ekonomik düzlüğe çıkmakla ilgili konuşma '' ben çok sanslı bir adamım , money make den anlarım , kısmetliyimdir '' cümlesini kurarım 3 adım sonra ipod - iphone ve cüzdan bulurum :)

2010' lu yılların başı - üzerimde bi miktar drugla yakalanırım , askerlikde patlamıştır eş zamanlı.. hah tam ziki tuttun şimdi dediğim anda , yolda silahlı kavga olur.. polisler arabadan iner ben uzarım (:

ahaaha iki bölüm birbirinden ancak bu kadar uzak olabilirdi.

biyomühendislik için ne sorarlar, sözlü olduğuna göre muhtemelen "neden biz? amacın ne?" filan diye sorarlar. bilgi sorusu soracaklarını düşünmüyorum.

Üçüncü seçebilecek olsam da enerji seçerdim böyle de çelişkilerle doluyum =) saka bi yana aslında otomatik sistemle bitki yetiştirme projesi üzerinde araştırmalar yapıyorum şu anda. Iki alanı da içinde barındırıyor. Bu yüzden tercihlerim bu iki alanda.

dostum selam, ben de aynı programı yazmayı düşünüyorum, özel mesajına bakar mısın, temel kontrol dersi içeriği olur diye düşünüyorum..

o işler öyle olmuyor yalnız, hem de hiç. biyomühendislikte bitki yetiştirilmez zaten, o hepten ayrı mesele ama yetiştiriliyor dahi olsa seçtiğin okulda bu konuda çalışma yapan hoca, bu çalışmayı yapacak imkan/cihaz/malzeme olup olmadığı önemli. hiç bu konuyla alakası olmayan insanlara "ben bunu çalışmak istiyorum" diyemezsin.

Lale yetiştirme projeleri var bunların istanbul kalkınma ajansıyla yapmışlar ona yakın bişey zaten yaptığım, yapan Hocanın adi didem ozcimen. Benim amacım kendi bilgimi arttırmak. Biyosensorler falan kullanılıyor bunlar için. Belki baska bişey üzerinde calisiriz bi girelim de hele. Teşekkür ederim cevapladiğin için devilred.

Orjinalindengüzel arkadaşım hemen bakıyorum. Teşekkür ederim.

takip.

Evet yok mu gecen sene bu sınavlara girmiş bi babayiğit ?

Okulda cikmis sorular ve kelimeler satiliyor arkadaslar. Davutpasa kampusunde var mi bilmiyorum fakat besiktasta var

Dil Sınavı için çıkmış soruları veriyorlar evet. Ama giriş sınavı yani mülakat sınavı ne bileyim bilim sınavı adı altında yaptıkları sinavda ne soruyorlar sorular var mı bunu öğrenmek istiyoruz.

hangisini seçersen seç alışacaksın. lagına da alışacaksın, flash olmadığı için evde izlemek için linki kaydetmeye de.

maddiyat önemliyse samsung diyorum ben. appleın malzemesi kaliteli ama pahalı da.
bi de sırf canımın istediği simi canımın istediği zaman takıp internetini kullanabilmek işime geliyor benim. sevgilimde ipad var ama androike alıştığım için tablet yapmasa da ben lag yapıyorum :) işlerimi hızlı halledemiyorum.

ama benimki tab değil note.

Tab s im var. Yag gibi akiyor donma kasilma vs yok. 3 ay falan oluyodur alali. O konuda bence icin rahat olsun oyle 6 ayda cop olur denemez. Ha 2 3 seneye ios kadar stabil kalabilir mi onu bilemiyorum.
malzemesi de gayet iyi ayrica 1 kere asfalta dusurdum kenarlari bile soyulmadi.

Hafiza cok onemli bir konu, hafizanin sinirli olmasi seni cildirtacak bir noktadan sonra.
Ayrica android bence daha fonksiyonel, senin de dedigin gibi itunes gibi sacmaliklar yok.
Fiyat da daha uygun. Ben ipad almak icin "neredeyse" hicbir neden goremiyorum. Samsung derim. Bir alet kullanacaksan pratik olmali bence, basit bir is icin (dosya aktarmak gibi) insani ugrastirmamali.

media markt'a ipad almaya gitmiştim adam ısrarla tab s almamı istedi fakat ios'a taktığım için ipad'i tercih ettim. söylediğine göre tab s'in çekirdek sayısı daha fazla ve ipad'den daha hızlı imiş.

android daha kullanışlı aslında, hem uygulama yönünden de zengin.

Air2 128gbim var, androidden sonra alışamadım. Arada donma yeniden başlama yapıyor. Crackli uygulama falan atamıyorsun. Onun dışında çok güzel. iTunes saçmalık falan diyordum aynı saçmalık htclere de geldi. Samsung yığın bellek olarak bağlamayı kaldırdı. Artık kimse dosya sistemine erismeni istemiyor zaten. O yüzden al ipad air, android siserek insanı katil ediyor. 64 gb tab s'in var diyelim, 50lerde donacak.

2 ay once kardesime tablet alacakken ayni durumlari yasadik. Tab s aldik ben ipad alalim dememe ragmen cihaz beni cok sasirtti. Samsung telefon kullandigim icin samsunga karsi onyargiliydim fakat hic donma takilma gibi bir sey yasamadik. Cihazın tipi de cok guzel.

Tablette ipad.

Iktisat hukuk maliye muhasebe isletme kitaplarina bakabilirsiniz kpss olarak.

Hangi kurumlarla ilgilendiğinizi belirleyin bunların hangi puan türü ile aldıklarına göre karar verirsin.

En sağlıklısı.

Örneğin:

Şurada hangi puan hangi kurum

www.derszamani.net

şurada da puan için ağırlıklar:

www.osym.gov.tr

Güncel olup olmadıklarını kontrol etmekte fayda var.

Bir sınav daha olacak bildiğim kadarıyla onun da sonucunu beklemek lazım.

Herhangi bir fen lisesinden kastettiğine özeller de dahilse girilir illa birine, bir sürü var.

Haklısınız elbette de bi ön değerlendirme olarak sordum. Devlet okullarını kastetmiştim bu arada.

Sınavın zorlugu kolayligi da cok onemli.

şimdiden bir şey söylemek zor, belki nisan'daki sınavdan sonra belli olur bir şeyler.

erkekse nayn, dişiyse ve evli değilse yes.

erkek dişi farketmez, erkeğim, 25 yaşıma kadar yeşilim vardı, iki günde eline geçer. Çalışmıyor olman koşulu ile.

öğrenciysen ve sigortalı bir işte çalışmıyorsan başvurabilirsin ama 1 yıldan kısa süreli olur pasaportun..

Teşekkür ettim hepinize.

Seneye alımlar azalacakmış, maliye bakanı açıkladı. Senin istediğin yerleri etkiler mi bilmem.

Yaaa olum ben siz tercih yapacaksiniz diye bekliyorum 2000 deyim fef mat ayni durumdayiz. Acilsa bile ayni yerler acilacak diye düşünüyor herkes.

36km yol şaka mısın? tabi ki taksiyle gidilmez. 50-60'tan aşağı tutmaz trafik yoksa ki vardır kesin... servisle git. oturarak gidersin. en olmadı metrobüs'e bin... metrobüste bile oturma ihtimalin var!

Metrobusten daha iyi bir secenek yok.yenibosnadan minibusler var giden.

80 lira civarında yazar. eminönü-cevizlibağ tramvay sonrasında metrobüs en iyi çözüm. sabah saatlerinde beylikdüzü yönüne kalabalık olmuyor toplu taşıma

Eğer oturmak istiyorsan yenibosnadan çatalca silivri büyükçekmece otobüslerinden birini tercih edin.

Bakirkoy servisleri bostu gecen sene. Bu sene de dolu olacağını sanmam.

istanbul'da yaşamak zorundaysan özel. küçük şehire giderim diyorsan devlet. istanbul'da devletin verdiği para az gelir. eşek gibi çalışıp, en berbat trafik saatlerinde trafikte olup özel sektörde düzgün para kazanacaksın mecbur. ama küçük şehire giderim dersen, mis gibi rahat kafa, trafiksiz, kalabalıksız, yeterli parayla yaşar gidersin.

4000 liralik is bulduysan kacirma bence. Kadana yatmazsa ikinci atamalarda tercih yaparsin.

@damdanakan,

yani öyle bir iş yok da ihtimal var. teftiş kurulu için sınava falan girdim. arkadaşım var teftişte ordan biliyorum. her ay 4bin almıyor da dil tazminatı, 3 ayda bir çift maaş ve harcırah dahil olduğunda aylık 4000 civarına geliyor demişti. kafamda milyon tane soru olsa da denk getirmeye çalışacağım bakalım ben de.

Bu arada sen matematik mezunuydun, değil mi? 4000 liralik isi nasil buldun? Ben asgari maaşa talim ediyorum.

Aynen, 4000 veriyorsa ozel

Ya ben de matematik mezunuyum nerde lan 4000 liralik isler. Kasimda tercih yapip 2000 lirami alip oturcam.

Ozeldeki is kesin degil anladigim kadariyla, bir ihtimal. Ben hep kendimi saglama alma taraftari oldugum icin tercih yapardim, gitme şansım da varsa istanbul'dan baska yere giderdim.

bankada dediğin ücretle çalışıyorum, devlet 2000 verse koşa koşa giderim.

2006-2008 yılları arası aylık ortalama kazancım 1500-2000 arasıydı. 2009'da memur oldum. maaşım hala 2000. geri dönmem. satış temsilciliği yapıyordum izmirde.

not: memur yapıcam ben seni :)

(bkz: #31460274)

dsfghfd gaçın la gaçın jaaaccckk reyiz geldi !

ya abi allah sizi inandırsın gidip gidip geliyorum :/

ama olay da öyle boktan ki nasıl içinden çıkacağımı da bilmiyorum. çünkü bankadaki sınavı geçersem mülakatlar aralık başı gibiymiş. o ara atamalar çoktan yapılmış olacak. haliyle ben de tercih yapmış olurum. ama diğer taraftan banka için mülakatlara girersem ve kazanırsam bu kez kpss puanını da yakmış olucam. yani bankaya girdik mi pişman olursak yine elde var sıfır olucaz. zaten yaş olmuş 28, o saatten sonra da kime turşumu kurdururum bilmiyorum. karman çorman ettiler beni vicdansızlar !!

:D

sözlük yazarı kamu personeli sendikasını kurucam ben en sonunda. :)

anlattığın durumda senin çözümün çok basit. aralıkta tercih yapmayacaksın, bankayı kazanırsan başlayıp oradaki durumlara bakarsın. beğenmezsen seneye yazın atama olur onda kesin atanırsın. beğenirsen devam. 2016 sınavı olmadan son tercihe kadar vaktin var. (2016 - mayıs olur ama kesin değil, takipte kalmalısın)

banka olmazsa yaza kadar ikinci atamaları beklersin. sakın, ama sakın puanını yapma. o puan gerekirse özel sektörden kaçış biletin. :)

atanırsın. kesin konuşmayayım tabi yüzde yüz kimse bilemez ama geçmiş yıllar atamalarından yola çıkarak atanırsın diyorum ben. 84,7 iyi bi puan. bi ankara bi istanbul olmasa da orta büyüklük dediğin illere atanma ihtimalin yüksek.

kasım ve haziranda atama oluyor genelde. şimdi bu kasımda olmasa bile haziranda yolucusun bence en kötü ihtimalle.

hangi kurum için soruyorsunuz bilmiyorum ama şu sıra bir çok devlet kurumu sözleşmeli personel alıyor. yönetmelikleri resmi gazetede görünüyordu. çok umutlu olmamanızı tavsiye edicem hayal kırıklığına uğramamak adına. umarım yanılırım.

84.7 ilk atama imkansız gibi daha sonrakilerde olabilir.

atanabilirsiniz ancak bölümünüze bağlı. hangi bölüm mezunusunuz o önemli.

(bkz: kpss tercih rehberi)

Mesleğine bağlı bu. Kimi kadrolar 90 altına inmezken kimi kadrolar 50 ile bile kapatabiliyor. Hangi kadro için sorduğunu söylersen yardımcı olalım. Düz memurluk için soruyorsan bu puanla 2 sene içinde kadrolarda gözle görülür bir artış olmadığı sürece herhangi bir yere atanma şansın yok. Düz memurluğa yığılma olacaktır.

marmara işletme mezunuyum. yds'den de 86 aldım. sözleşmeli ilanlara da bakıyorum. dışişleri'nin sınavına gireceğim haftaya. sağolun yorumlar için. pek umut yok gibi. öyleyse askere gidem ben :/

Yds puanın iyi, p3 dışındaki puanların da hesaplandığı için A grubu kadroları ve sözleşmeli ilanları takip et, puanın kötü değil. Sadece p3 puanınla düz memurluğa girme ihtimalin yok maalesef. Çünkü bu kadroya 4 yıllık fakülte mezunu olan herkes başvurabiliyor. Bu yüzden puanları düşmüyor.

Ayrıca puanın 2 yıl geçerli olduğu için bu arada hazır işsizken askere gidip gelmeni de öneririm. Geldiğinde yine puanınla tercih yapabileceksin nasılsa. İlerideki tercihlerde puanların düşeceğini de hesaba katarsan en mantıklısı bu.

@osurdum un verdiği bilgilerde hatalar var. bir işletme mezunu için p3 84,7 puan iyidir. @osurdum'un bahsettiği kadrolar şartlarında "4001 - herhangi bir lisans programından mezun olmak" şartı taşıyan kadrolar. fakat düz memurluk bunlardan ibaret değildir. bu bilgi çok yanlış.

sadece işletme mezunlarının, ya da işletme, iktisat, maliye mezunlarının başvurabildiği "düz memur" kadroları olacaktır. onlara başvurmalısın. ne kadar az bölümden mezun başvurabiliyorsa o kadar rakibin azalır. atanma şansın artar.

ilk atamada olmayabilir, ancak 2 ya da 3. atamada bence atanabilirsin. verdiğim bkz iyi incele, memur olma şansın çok yüksek.

Valla bunları pek okumadim ama su an okuldayim bence
Yemekhane onu
orta bahce
yabanci diller yani hazirlik onune mutlaka konulmali.

dead poets society

Gelin(1973) - Ömer Lütfi Akad.

Kitap uyarlamasi the book thief

www.imdb.com

değişik bi film bence

www.imdb.com

değişik bi film bence, "die welle"

3 idiots olabilir. "Taare zameen par" olabilir.
Die Welle çok güzel filmdi, o yüzden ernesto guevera + 1

kimse dememiş ben yazayım bari (bkz: kelebeğin rüyası)

the red violin
www.imdb.com

sineklerin tanrısı

Begotten dicemde psikolojileri bozulabilir. Film evrenin yaratılışını felsefik olarak anlatıyor.

Bisey merak ediyorum sadece, 99 depremi icin ne yapildi nasil yaralar sarildi hatirlamak derken ne yapılıyor van depreminden ayri olarak?

vurdumduymaz? bunu sakın ama sakın söyleme. oraya milyonlar, ben dahil bağışta bulunup deliler gibi çalışarak yardımda bulunuldu. kıyafetlerimizi, konservelerimizi yolladık. arada bazı art niyetliler terbiyesizce şeyler yolladılar ama onun dışında bütün ülke elinden geleni yaptı. sonra ne oldu? pkk uzantısı itler tecenin yardımını istemedi, bölgedeki insanlara yaşamak zulüm haline geldi. bildiğin gelen yardımı, çadırı yaktı adamlar ya milyon tane haber görüntü var. sonuç olarak masum yerel halk sefalet içinde kaldı, adamlara yardım ediyorsun gerek akit imparatorluğu gerek pkk itleri buna izin vermedi. şimdi o insanlar suriyeliler gibi akitler tarafından evlere yerleştirildi mi? bilmiyorum bile.

üzgünüm ama ne bekliyordunuz? unutulacak tabi. böyleyiz biz. yapacak birşey yok yani. soma'da unutulacak.

bence de gereken yardim yapilmistir. kaldi ki soma da ayni sekilde. insanlar yardimseverler. bagis yapiliyor. gereken yapiliyor bence. ama baska sebeplerden olabilir.

daha aci olan bir sey var, istanbul'da binlerce kisi her an gocuk altinda kalip olmeye daha da yaklasiyor.
belki ben de dahil cok fazla insan cok yakinda olecegiz.

ama insanlar hala kanal-istanbul, ucuncu havalimani deyip duruyor. depremde oleceksin. oturdugun binanin ne oldugu belli degil. ama para DUNYANIN EN BUYUK HAVALIMANIna akiyor. devlet kendi eliyle yapmiyor diyenler olacaktir. ne fark eder? onemli olan su bakis acisi degil mi?

o yuzden lutfen "cehape bu kafayla iktidar olamaz" demeyin. bu halk gercekten acinasi. gercekten.

bence tehlikeli. Nihat Hatipoğlu dedi diye değil ama.

Çok yapmacık bir ifade bence, ama yine bana göre bir sorun teşkil etmemesi lazım. Sonuçta islam'a göre önemli olan niyet ve içinden geçenler ve sen orda baba kelimesini teslis amacıyla kullanmıyor da çocuğuna dini sevdirmek için kullanıyorsan sorun olmamalı. Bir ateist olarak görüşüm bu

Dini inancım yok diyebilirim, tanrı inancım var ama. Buna göre değerlendirirsem Allah baba kullanımında hiçbir sakınca görmüyorum. Hatta o kadar trivial bir mevzu ki bence üzerinde düşünülmemesi bile lazım. Nihat Hatipoğlu gibi bir takım heriflerin böyle saçmalıklarla uğraşması çok normal. Ramazanda saatler boyu x orucu bozar mı muhabbeti yapmanın ötesinde şeyler değil bunlar.
Dini doğru düzgün algılayabilen bir insan bu tarz aptalca ayrıntılara takılmaz.

insanlara hele ki çocuklara bir şeyi öğretirken somutlaştırma yapmak gerekir. bu yüzden iyi bir somutlaştırma ifadesi, zaten belli bir yaştan sonra kimse allah baba ifadesini kullanmaz.

kullanılmasının dinen sakıncalı olup olmadığı meselesi zaten ilahiyatçıların işi. biz burada ancak bu şekilde yorumlarımızı sunabiliriz zaten.

Televizyon hocalarini bir kenara birakirsak allah dogmamis dogrulmamistir yani tektir diyoruz. Allah kelimesi tek basina koruyucu kollayici anlamini taşıyor ki bence baba kelimesine gerek yok. Ki zaten dinde yeri yok diye düşünüyorum.

Allah baba küfürdür...Hristiyanlar da Hz İsa için Allah'ın oğludur demişlerdi... Ama Allah kesinlikle reddediyor bu ifadeyi. Hristiyanlar maddi anlamda oğul ifadesini kullanmadıkları halde Allah reddediyor...
Allah doğmamış ve doğrulmamıştır. Ayetlerde kesinkes söylüyor. Bir takım kimselerin iyi niyetli olması bu ifadeyi haklı kılmaz...

@herseyi birakip gitmek istiyorum
Allah kelimesinin "koruyu kollayıcı" anlamına geldiğini Arapça bilmeyen küçük bir çocuk bilemez ama takdir edeceğiniz üzere.

Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?

@inanmazsan inanma
Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?

Kesinlikle tehlikeli çünkü biz müslümanların klavuzu Kuranı Kerimdir. Kuranı Kerim içinde Allahın sözleri yazar, araştırdığım kadarıyla o kitabın içerisinde Allah, ben sizin babanızım diye bir şey yazmamış aksine ben yarattıklarımdan hiçbirisine benzemem demiştir.
Baba tanımlaması ile yeri göğü uzayı evreni bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerin yaratıcısı ve devamlılığını sağlayan varlığın tanımlaması ile uzaktan yakından bir alakası yoktur.
Eğer güven istiyorsak yaratıcıyı gerçekten anlamalı tanımalı büyüklüğünü anlamak gerekir. Allahı tanıdıkça baba kavramı gerçekten küçülecektir.

@alixkandemir
Söyledikleriniz tutarlı ve mantıklı. Bununla beraber, küçük bir çocukla (anaokulu çağında) konuştuğunuzu düşünün. Çocukla empati kurmak gerekiyor onun anlamasını sağlamak için. Bu ifade ettiklerinizi o yaşta bir çocuğun kavrayabileceğini sanmıyorum.

@m e l t e m
Allah doğmamış ve doğrulmamış vurgusu anne baba ve çocuğa vurgu yapar...
doğma ve doğrulma işlemlerinde bunlar rol alır...

Mesela ben annemden hep allah diye duydum inanan bir cevrem vardi. Kafamda allah diyince farkli farkli kavramlar canlanirdi ama zamanla yerine oturdu. Allah baba derseniz de cocuklarda yaratici ve insan arasindaki siniri cizememis gibi oluruz diye dusunuyorum. Cocuk insan gibi yari insan yari tanri görebilir. Bu soylediklerim kendi gorusum bir de islami acidan bakarsak bu zaten reddediliyor yani reddedilen bir seyi de yapmak zaten dogru degil.

allah baba diyince kimsenin aklına "aa allah insan gibiymiş, bi de çocuğu varmış. niye tapıyoruz ki lan o zaman buna?!" gibi şeyler gelmez. tipik din dogması işte, "öyle denmez". niye denmez amk, insanlar burada baba figürü manasında, koruyup kollayan manasında kullanıyor; benzetme yani. kimsenin bunu derken allah'ı küçümsediği, insanlaştırdığı, basitleştirdiğini yok; korkmayın bu kadar anasını satayım.

@cigerdelen
Benzetmenin sakıncasını psikolojik olarak açıklamanız faydalı oldu benim için. Babalı/Babasız büyüyen çocuk genellemelerinize dair ise -konudışı olduğundan- yorum getirmeyeceğim. Teşekkürler

Ya o diil de neden kimse dinin toplumsal ahlak boyutunun super yozlastigini tartismaz, dile getirmez ? Asil bu diil midir tartisilmasi gereken cok buyuk sorun ? Yada islamin en onemli konularindan biri olan kul hakki yeme mevzuunu konusmaz ? Bu arada soruna cevap verrim. Evet allah baba terimi cok cok sacma !

@cigerdelen, korkuyla alakası olduğunu kendin de belirtmiş oluyorsun:
"kimin zihninde, hayal dünyasında söylenen şeyin nasıl canlanacağını, hele ki bir çocuğun zihni olursa bu, kimse bilemez ki?"
birisi bunu yanlış anlar da şirk koşarsa, allah'ı yanlış konumlandırırsa korkusu değil mi bu?
bahsettiğim gibi, dinin dogmatik olmasıyla ilgili bu konu, biz şimdi öyle demiyoz da ya 100 yıl sonra biri derse diye endişelenmek gibi bir durumdan bahsediyorsun; 100 yıl sonraki zamana pat diye geçmiyor zaman, bu kullanımın ne amaçla yapıldığı gayet nesilden nesle aktarılabilecek basitlikte.

@advocatusdiaboli
Güzel bir çağrışım/ilişkilendirme.

soruya soru ile karşılık vermiş gibi olmasın da.. Allah "neden" baba oluyor da "ana" olmuyor?

@cigerdelen
Din nasıl dogmatik değildir yahu? :)

Yaratıcıya veya dinlere inancım yok (bunu tek ve bilinen bir malum sözcükle açıklamamayı yeğledim, uzun hikaye). Dinibütün bir aileden geliyorum, akraba ve komşularım da çoğunlukla dinibütün idi. Ben Allah baba diye bir şey hiç duymadım, annemden, babamdan, halamdan, teyzemden, dayımdan, amcamdan, komşu kadın ve erkeklerden ve arkadaşlarım da duymamış idi. Tevellütüm (1971) eskidir belki, aslında bu her şeyin hızla değişmesinden kaynaklanıyordur, tevellütün hemen eskimesi toplumsal kurulumda çok da geçerli olacak bir şey (herhalde) değildir. Yani, önceden ailenin öğrettiği Allah'ın çocuklar için "uzak", "korkunç" vb. olduğunu bilemeyiz, belki bugünkü anlayışla böyle görüyoruzdur ve bu yanılgıdan dolayı da, önceden böyle(tehlikeli)ymiş de şimdi bunu değiştirmek için Allah baba demeyi tercih etmiş olduğumuzu sanabiliriz gibime geliyor. Demek istediğimi hakkıyla açıklamaya sözcükler yetemiyor.

Tehlike denen de, öyle gündelik tecrübeleri işaret etmiyordur muhtemelen. Burada Hatipoğlu denen zatın görüşüne dair bir yorum yapmıyorum. İşin felsefesi muhakkak hem Hatipoğlu'ndan, hem de sanılandan daha derinliklidir. Başka hususlardaki okumalarıma dayanarak, bu "tehlike"yi bir Hristiyan teologun Müslüman bir ilahiyatçıdan daha iyi anlayıp anlatacağı kanısındayım. Hümanizm, ateizm, insan hakları vb. hususlarda sivri zekalı batılı abilerin fikirlerini zikretsek buralarda kabul görmez. Belli bir kesim için bu kavramlar tarihsel ve coğrafi bağlamdan kopuk, evrensel ve tartışılmaz şeylerdir; aslında bir nevi tabudurlar. Sorduğunuz mesele de az çok buna benziyor, Allah yerine Allah baba demeyi eleştirmek de yobazlık görülebilir rahatlıkla.

Derinlik demiştim, ortalamanın azıcık üzerine çıkanlar nüfuz ettikleri derinliği ister istemez çok derin, en derin sanıyorlar. Allah baba ifadesinin tehlikesi var ise, bunu halka hak ettiği derinlikte anlatmak imkansız olduğu için yüzeysel açıklamalar yapılıyor olabilir. Hakkıyla anlatılması için her dinleyenin işin felsefesini (felsefe de çok bayağı manada kullanılıyor) idrak etmesi zor. Anlayabilecek yüz kişiye hitap edecek bir açıklamadansa milyonların, esası anlamadan ama anlatana güvenerek hareket edeceğinden hareketle işin esasına girmeden görüş aktarılıyor.

Şahsi görüşüm, çocuğum olsa ve ona Allah'tan bahsetmek istesem, baba demeden de gayet anlatabileceğimi ve korkunç bir yaratıcı olarak anlaşılmayacağını bilirim.

Allah doğmamış doğrulmamış olduğunu söylüyor ve sen de bu iki insana özgü özelliği de içinde barındıran "baba" sıfatı neden Allah'a verilemesin diye soruyorsun halen. Nasılsa niyet önemli denilerek içinden çıkılacak konular değil bunlar. Allah'a, insana özgü sıfatlar yüklemek küfürdür. "Allah'ın unuttuğu yerde..." bu da yaygın bir deyim mesela ama küfürdür.

İslamiyet öncesinden alıntı yapanların amacını da hiç anlamış değilim zaten. Toplum davranışlarını etkileyen Türk gelenekleri var fakat mesele din olunca örf adet değil Kuran Hadis baz alınır.

@papitheclown
Kuran'da Allah için eril zamir kullanıldığından erkek olduğu varsayılıyor.

Bir de genel olarak inanç sistemlerinde tanrının cinsiyetine dair şu bilgiler var: en.wikipedia.org

@cigerdelen
dogma: Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.

Din Allah'ın kelamıyken, Allah'ın yarattığı "kul"un dini sorgulaması ne haddine ki?

@tedirginlik hucresi
Benim de bu duyuruyu açmaktaki amacım zaten konunun derinine inmekti. Söylediklerinizde haklısınız. Katkınız için teşekkür ederim.

derindusun.com
(buradaki hikaye)

bir gün arkadaşım aynen "allah baba" kavramını kullanmıştı ve kullanmamması gerektiğini söylemiştim. o da "allah baba"yı sevgisi, saygısından dediğini dile getirmişti. geç de olsa anladım ki insan ne derse desin, her şey gönlünde biter. kul ile allah arasına kimse giremez.
yani diyeceğim nihatmış, sağmış, solmuş kimse çıkıp da bu yanlış bu doğru diyemez. küfre düşmüş diyen varsa da siktirsin gitsin ötede oynasın.

diğer arkadaşları okumadım, ama çoğu dinde ve haliyle dilde de, tanrı erkektir, dişil'i vardır (god-goddess gibi ya da tanrı-tanrıça gibi) allah kelimesi el-ilah'tan gelir ki bunu zaten hepimiz biliyoruz -dimi? 0_o - ve insanlara da tanrı denildiğinde genelde akla yaşlı ve her şeye kadir, sakallı bir erkek gelir. zeus gibi, jüpiter gibi misal. bu başka dinlerde de var -anaerkilliğin hakim olduğu ya da nispeten kutsal olduğu bölgelerde durum biraz değişebilir, mesela orta asya türklerinde tanrıça umay'ın yeri büyüktü, çünkü kadın ve erkek orta asya türklerinde eşit konumdaydı. en azından tarih bilgilerinden falan hatırladığım bunlar, tamamen/kısmen yamuluyor da olabilirim. velhasılı kelam, bu ifade ataerkil bir toplumda yaşadığımız için kullanılıyor, aslında başka bir anlamı yok. bence isteyen istediği şekilde dini öğrensin ya da öğrenmesin, kimsenin kimseyi bu şekilde manipüle etmeye hakkı yok, kaldı ki inanç dediğimiz -dinden geçtim- tamamen mahrem bir şeydir fikrimce, kişinin -kendi istemediği sürece- kendi içinde kalması gereken bir kavramdır bence. yani inanıyorsam ya da inanmıyorsam, bunu ne için kime neye yaptığımın başkaları tarafından yargılanmaması lazım, da 1. dinlerden bahsediyoruz: ağzı olan konuşuyor. 2. türk toplumundan bahsediyoruz: kişisel alan diye bir şey yok, bildiğin sürü halinde yaşıyoruz, "bir yakınınız ateist olsa ne yapardınız?" sorusuna, müslümanlıkta böyle bir şey olmamasına rağmen "öldürürdüm." diyen insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz, adam inandığı dinin tanrısına şirk koşuyor, farkında değil. yani sorunu takdir ediyorum, güzel bir soru, ama buna varana kadar başka bir sürü daha önemli problemimiz var. tabi gene de bu soruda bahsettiğin gibi ufak tefek farklı düşünce şekillerinden kaynaklanarak bir sürü saçma sapan kavga çıkıyor. "benim inancım senin inancından üstün!" tartışmaları yapıyor, anasını satıyim, sanki inançlarımıza takometre taktık, hangimizinki daha fazla diye ölçüyoruz, hayret bişi yaaaaa! >:(

@cetoxim
Benim söz ettiğim durum yetişkin birinin ortamda çocuk yokken "Allah baba" demesi değil yalnız.

@pasp
Maide 33 eğer kafirleri de kapsıyorsa ateist olmanın cezasının ölüm olduğu tartışılabilir. Fakat şu anda bu husus konudışı olduğundan bunu burada tartışmazsak sevinirim.

@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
Allah'ı ifade ederken eril zamir olan "hüve" geçiyor Kuran'da. Dolayısıyla bir cinsiyet yüklenmiş oluyor.

yok ya, niye tartışayım? 0_o herhangi bir şey yazmadım ki zaten?

ne allah'a inaniyorum, ne de inanclarin cocuklara dogrudan asilanmasi gerektigini dusunuyorum -gerci bu tek tarafli alinacak bir karar olmazdi ya neyse. muhtemelen de cocugum olmayacak. bu yuzden oncelikle cevabimin varsayimsal olacagini belirteyim. ben de bu ifadeyi sakincali buluyorum ve kullanmazdim. yalniz bu ifadeden kacinma nedenim dini kaliplara uygun olup olmamasindan ya da kufre girip girmemesinden ziyade baba kelimesinin ataerkil yapiya, heteroseksuel algiya ve toplumdaki rollerimizin baskinlasmasina katki saglayabilecegi endisesi olurdu. neden cocugum her seye kadir bir 'sey'i beyaz, yasli bir erkek olarak algilasin ki? neden siyah bir kadin degil? neden mavi kum taneleri degil? neden bulutlar degil? ya da neden benim hayal bile edemeyecegim bir sey degil? baba sifati otoriteyi, en-iyi-ben-bilirim'i de kapsayabilir. devletle dinin ayni tornadan ciktiklarini ve devlet baba ifadesinin de yine boktanliklarin mazur gorulmesinde katkisi oldugunu dusunurum.

bu arada durumum vardi da tembellikten verilen cevaplari okumadim. birbirinin anasina bacisina soven olduysa cok ayip etmislerdir, buradan hepsini kiniyorum.

@freekara endisemin nedenini acmam gerekirse baba denildiginde beyaz bir babadan dogan ortalama bir evladin zihninde boyle bir imge dogma ihtimalinin daha yuksek olacagini varsayiyorum. kaldi ki boyle bir imge dogsa da dogmasa da bu imgenin yalnizca somut figurden ibaret olmayacagini, baba kelimesi ne ifade ediyorsa onlari da beraberinde getirecegini dusunuyorum. bunun neticesi olarak da algida tanrisal ozelliklerin baba ve erkege, baba ve erkege dair ozelliklerin de tanriya aktarilabilecegi endisesini tasiyorum. elbette kendi zihnimin sinirlari cercevesinde.

tabii bu farazi cevap, inancsiz bir baba ve dini kaliplara cok da bagli olmayan musluman bir ana tarafindan turkiye'de yetistirilmis inancsiz bir erkegin, zihninde kurdugu "allah baba der miydim demez miydim" sorusuna yine zihninde verdigi bir cevaptan ibaret. dini hususlar pek empatisi yapilabilecek seyler de degil zannimca. ancak yine de dedigim gibi dini sebeplerden ziyade kendimce toplumsal olarak sakincali gordugum sebepleri belirtmek istedim.

tartışmayın ; cevap için ise.

ateistplatform.org

tehlikeli degil. dogru da degil.
her dogru olmayan sey tehlikeli degildir. masum bir hata.

çocukken sezercik filmi izliyordum bir gün, çocuk dua ederken allah baba diyordu. çocuk halimle çok hoşuma gitmişti. allah baba demeye başlamıştım ben de kendi kendime. bir gün annemin yanında söylemiş bulundum da, allah baba demememi söylemişti. çok üzülmüştüm :(

neden diye sorduğumda "babalık insana özgü bir özellik, allah'a insan özelliği atfedilmemesi gerekir" gibi bir şey demişti. atfetmek dememiştir tabi 4-5 yaşındaki çocuğa da, özetle bu yani.

o zamanlar nihat hatipoğlu böyle dinlenen bi herif değildi. sadece o böyle düşünmüyor yani.

ama günah mıdır? değildir. dinen uygun olmayan her şey günah değil sonuçta. bu olsa olsa mekruh olur. (bence o bile olmaz)

islam dininin tanrısı zaten yazılan şu kurandaki ifadelere bakıldığında erkek bir tanrı. direkt olarak bir cinsiyet belirtilmese hatta cinsiyetsiz olduğu söylense dahi çok net belli oluyor bir erkek zihniyetine sahip olduğu.
o açıdan zaten küçücük çocukların beynini yıkayarak dikte ettikleri bir dinin erkek tanrısına allah baba demeleri gayet sıradan bir durum. sakıncalı olan çocuklara allahı herhangi bir şekilde gerçekmiş gibi anlatmak, ona baba demek ya da dememek değil.

gözüm kapalı 90 almışlığım var ama inşaat mühendisiyim. bana sorma o yüzden.

ingilizce öğretmeniyim, 70+ alan çok arkadaşım vardı, neredeyse sadece sözel yaparak. yani raad ol.

çok kolay sözelciysen. biraz beyin yanıyor ama. ben gece uyumadan ve hiç çalışmadan gidip 90 almıştım. sadece türkçe ve mantık sorusu çözüyorsun. okuduğunu anlayan herkes yapabilir. hatta yapamayanın salak olduğunu düşünüyorum. 3-5 de matematik çözersin işte doğal sayılar falan. biraz hızlı olman lazım.

sadece 2 test çözerek 95 aldım. matematik falan kolay bence zeka sorusu gibi sorular.

yds'den 92 aldım, bunun avantajı olur mu? yoksa ales'in kesinlikle yüksek olması mı gerekmekte?

zor bir sınav değil. biraz matematik çalışarak çok rahat 70+ alırsınız.

alırsın, geçmiş sınavlardan 1-2 tane çözüp soru tiplerini öğren ki daha rahat yapasın. ben güzel sanatlar çıkışlıyım 87 aldıydım.

Ales'ten 70 alarak üniversitede herhangi bir kadroda çalışabilmek imkansız. daha önce açılan sınavlara bakarsanız bölümüzde ales'ten +90 yds'den 95 civarı puan alanların ancak kadro alabildiğini görebilirsiniz.

alınır, neden alınmasın?

üds'den 100 aldım, ales'ten 96, kpss 94.5, toefl 110

(sayısalcıyım ben de, sorry)

alınır, hatta daha da fazlası rahat alınır, şöyle ki:

okuma hızınızı artırın çünkü ales bilgi sınavından çok zaman sınavıdır. türkçede uzun uzun paragraflar verirler, ne kadar hızlı okuyabilirseniz o kadar avantajlısınız.

10 tane mantık sorusu sorulur, sözel öğrencilerde asıl fark yaratan bu bölümdür. bu tarz soruların çoğunun çözüm yöntemi benzerdir (tablo oluşturarak çözme), bu konuda uzmanlaşın.

mat-1'de ise soruların büyük bölümü bakkal hesabıyla çözülebilecek ortaokul seviyesi konulardan-zorluktan oluşur. orta 1 deki yeğenim bu soruların çoğunu çatır çatır çözdü. sadece o konuları hatırlamanız ve az biraz örnek soru çözmeniz lazım.

bunlara dikkat ederseniz 80 üstü çok rahat gelir, 70'de neymiş!

Sozel ales puanindan bahsediyorsan kardesim hic matematik yapmayarak 83 aldi ki sozelden de yanlislari vardi yani. Baya basit sinav.

alınır.
eşit ağırlıkçıyım, üniversiteyi sözel bir bölümde okudum ve hiç çalışmadan sözel ve eşit ağırlıktan 90 aldım. hızlı okumak ve okuduğunu anlamak yeterli sözel kısımda, matematikte de emin olmadığım hiçbir soruyu işaretlemedim.

reykjavik'i çok merak ediyorum, volkanik molkanik olaylar, buz gibi, kutbun dibinde bi şehir. ilginç olsa gerek.

sonra pripyat'ı görmeden ölürsem valla küserim. o atmosfere tanıklık etmek olağanüstü olmalı.

gezmiş olduklarımın içinde de çok underrated olan cenevre, vilnius ve hamburg diyorum. vilnius'un brugge'den geri kalır yanı yok mesela ortaçağ şehri olmakta, artısı var hatta gece hayatı falan da harikadır ama filmi var diye brugge daha çok ilgi çeker. hamburg ve cenevre zaten akıl almaz şehirler. bir şehirde bir tane çirkin sokak, estetik olmayan bina olmaz mı arkadaş? ciddiyim yok. sanat eseri gibi şehirler ikisi de.

yozgat

sanki sibiu'ya gitti pezevenk

"nereye gitmek istersin dediklerinde" yazdım başta itovlit, gitmiş olsam sibiu'ya gitmek istiyorum mu derim

mardin, gaziantep

Katmandu'ya deli gibi gitmek istiyorum. Ara sira nepal ucak bilet fiyatlarina bakar ordan gezi rotami falan cikaririm. Insallah bir gun gidecegim.

Amalfi kıyılarını komple gezmek istiyorum.
Tanca'ya gitmek istiyorum.
Kutup ışıklarını görmek istiyorum.
Transilvanya, İzlanda +1

glasgow

Mekke

delft, konstanz.

Granada. gerçekten çok güzel bir şehir.

berlin ve hamburg.
evet ünlüler ama mesela paris kadar amsterdam kadar ünlü değiller. Fakat gerek eğlence hayatı, gerek içinde yaşayanlar, gerek şehirlerin dinamikleri, gerekse fiziki yapıları olarak parise de amsterdama da budapeşteye de on milyon basar. avrupanın güneyinden kuzeyine bir sürü ülke/şehir gördüm, hiçbirini bu iki şehri sevdiğim kadar sevemedim.

Karlovy Vary ve bir de Brugge.
Aah ah, en yakın zamanda imkan olsa da bi daha gitsem ikisine de.

ben sahibinden com'da bizim mahallede satılan ikinci el eşyaları her gün takip ediyorum.
Çoğu insan (ezici bir kısmı kadın) malını çok kıymetli görüyor. Mesela 200 liraya sıfırı satılan bir şeyi 150 TL'ye satmak istiyor. Benim gözümde 200 TL'lik bir şeyi sen alıp evine getirip ambalajını açtığın anda 100'e düşer.
Her gün bu gibi ilanları okuyup sinirim bozuluyor. Yalnız değilsin.

evet, bence de.

elden ya da facebook gruplarında satanlar üzerine bir de pazarlık payını koyuyorlar. zira almak isteyenler de %20 gibi bi oranda şu kadara bırak alayım moduna giriyorlar.

Bazıları da ederlerini bilmiyor bence. Bitpazarinda 3 liralik plaklara adam 50 tl dedi. Plak ya para etmesi lazim. Kitap konusu zaten anlasilmaz bir sey olmus. Gecen sahafta 20 tllik kitabin ikinci elini 18 liraya buldum.

çünkü herkes bi kendini akıllı zannediyor.
''ben bunu zamanında 3x aldım şimdi 2,5xden aşağı nasıl satarım'' zihniyeti hakim.
almasaydın bana mı sordun alırken ikinci el fiyatı ilk başta otomatiktan yarıya düşer +1
ki hasarlıysa filan daha da düşer.

hocam ben ikinci el kitabi, sifirindan daha pahali satan sahaf gordum. kitabin baskisi da mevcut.

sahaflarda bu pahalı kitap olayına iyice sinirliydim ki yine sıfırından, tertemizinden daha pahalıya satan bir sahaf görünce dayanamayıp sordum nedenini.
"Sahaf demek kullanılmış ucuz kitap değil, nadir bulunan kıymetli kitap satan dükkandır" dedi. E dedim "kitabın aynısı bir sokak aşağıda tertemiz bembeyaz kağıda basılı daha ucuz" "ama bu bilmemkaçıncı baskısı bendeki" dedi. (hasiktirsin oradan)

şöyle de bir durum var, ikinci el ürünlere çöp muamelesi yapılıyor, bu da çok saçma. ikinci el ürün çöp demek değildir illa. sıfırı 1000 lira olan bir ürünün 500 liraya satılması bekleniyor hep, illa yarı fiyatı olacak, ya da çok çok daha ucuz olması isteniyor. ama adam temiz kullanıyor mesela, hasar yok sorun yok, kondisyonu iyi durumda. e çöp değil ki bu, temiz ürün yani, niye adam yarı fiyatına satsın.
işte bunlara da ölücü deniyor. "Benim gözümde 200 TL'lik bir şeyi sen alıp evine getirip ambalajını açtığın anda 100'e düşer." diyen arkadaş ölücüdür.
bir de lütfen 2. el ürün satın, gözünüz gibi baktığınız eşyaları yarı fiyatından satabiliyor musunuz, ondan sonra bu konuyu düşünün.

Yabancılarda daha çok oturmuş bir durum. 100 liralık malın ikinci eli 25 lira eder abicim, 80 lira etmez. 80 vereceğime yenisini alırım, dana. Amortisman diye bişey var.

herkesin malı kıymetlidir. normal karşılamak gerekli. hoşuna gitmiyorsa almazsın! kızmaya veya dert etmeye çok gerek yok bence.

paketi açılınca fiyatı yarıya düşer diye düşünüyorsan yanlış yapıyorsun bence.

mesela kitabın değeri neden düşsün abi? adam sana ucuza satmak zorunda mı? git sıfırını al?
ben 2 euro eksiğine 2. el ders kitabı alıyordum. kitabın neyi eskiyecek ki?

ömrü azalan, eskiyen, miadı olan ürünler için pahalı fiyatlar tabi ki kabul edilemez. ama paketi açtın düş yarıya diyorsan bence ortada mantıksal bir sıkıntı var. tüketim yaklaşımının getirisi olsa gerek bunlar.

tabi her şeyden önemlisi de arz/talep dengesi. bazen bazı ürünlerin 2. eli sıfırdan pahalıdır. örneğin ötv öncesi alınan araç ötv sonrası sıfır araçtan daha uyguna satılabiliyor.

bir ürünü ikinci el almanın birçok riski var.
örneğin:
garantisi yok ya da azalmıştır.
bir sorun çıkarsa satıcıyı bulamayabilirsin.
ürününün (varsa) taşıma veya kurma masrafları sana patlar.
satıcıyla haberleşme/buluşma/ ürünün söylendiği gibi olup olmadığını kontrol etme vb bunların hepsi dert.
taksit ihtimali genelde olmaz.

bu kadar sıkıntıya da %30-40 gibi bir indireme ben şahsen katlanmam.

bence ateizm de bi din dir.

Din nedir: İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü demektir..

---

Ateizm dininde tanrının olmadığına inanılır.
Ateizm dininde ödül sistemi bu dünyaya aittir.
Ateizm dininde insanların tanrının emrettiği şekilde yaşamasının "tanrı emriyle" olmasına inanılmaz.

---
Pastafaryanlık bir dindir.
tanrısı vardır peygamberi yoktur.

--

Paganlık dininde
Tanrı yoktur ama peygamber benzeri inanışlar vardır

-----
Bazı dinlerde diğer dünya yoktur.
Bazı Dinlerde tekrar dünyaya gelirsin.
Bazılarında yok olursun.

---
neyse yer yüzündeki tüm dinlerden ufak ufak şeyleri sentezleyip, hiçlik oluşturabilirsin.

Paganizmin Tanrısızlığını
Şamanizmin Peygambersizliğini
Başka bir dinin ahiretsizliğini
başkasının sevapsızlığını al..

adına ataizm de. al sana sende artık bir dindarsın.

tanrının olmadığına inanmak ne demektir amk ya

ateist inançsızlıktır. bi öğrenemediniz amk şunu.
olmadığına inanmakmış...

Ateizm bir tercih değil, çıkarım meselesidir. Belirli bir zeka seviyesinin üzerine çıkmış ve bilimsel düşünme yöntemini benimsemiş bir çok insan tanrı ve din olgusunun saçmalığını hemen fark eder. Bu fark edişten sonra inanç kavramı yok olur. Ortada inanmak ya da inanmamak diye bir şey yoktur artık.

@comptrol Şüphe oluştuğu andan itibaren kişi ateist olmuştur aslında. Çünkü bu şüphe kişiyi sorgulamaya iter. İnanan insanlar da sorgulamadan inanırlar zaten. Tercih etme imkanlarının olduğunu düşünmezler. Aslında bir çoğu için bu durum düşünmeye değer bir şey değildir:

İnanan bu kadar insan varken inanmamak aykırı olur. Mevcut düzenin dışına çıkmak kötülük getirir. Sürüden ayrılanı kurt kapar. Ayrıca bir şeye birden fazla kişinin inanması o şeyin doğru olma ihtimalini arttırır.

@comp, matematik örneği çok iyi olmuş. ben de benzer bir örnek düşünüyordum da bulamamıştım.

@iki ekmek, sorgulamaya başlayan kişinin ateist olduğunu düşünmüyorum. ateistlik inançsızlıksa, o kişi inançtan arınana kadar ateist değildir. çünkü ateizmin tanımı zaten inançsızlık, inançsızlık olana kadar ona "inançsız" diyemeyiz.

inancsiz biri olarak soyliyim. ateizm abartilmis bir balondur. bence isid'li adamin idealleri ateist adaminkinden daha mantikli. evrende olan bunca olaganustulugun sebebi yoktur demek salakliktir.hani deist desen canimi ye.

ateistken imana gelen, imanli iken (herhangi bir dine) ateist olan insanlar varken senin bu cikisin aslinda tam dogru sayilmaz bana göre. Tabi ben kimseye bi denesen haci belki kurtulurdun demem ama inanc zamanla artip azalabilen bir sey.

@mayes, inançsız olup da tüm evreni olağanüstü bir gücün yarattığına nasıl inanabiliyorsun? önce kendinin ne olduğunu öğren.

bir şeyin olmadığına kanaat getirmek için iki ihtimali de düşünmelisin.

tanrı yoktur diyebilmek için. tanrı vardır cümlesini reddetmelisin. Eğer "ben ateistim" diyebiliyorsan. Bu cümlede ateist kelimesinin manasını bilerek kurmuşsanç. en az bir dinin varlığı olduğu konusunda duyum almışsın demektir..

Bunu kabullen ya da kabullenme beynin en az bir kez sorgulamış. ve seçim yapmıştır. "tanrı yoktur" demiştir. bu sorgunun sonunda, bir şeye inanmalısız..

neden inanmalısınız? şu an örneği hatalı vereceğim araştırmadan. biri demişti ki, "Uranüs ile dünya arasında bir çaydanlık var" Bu cümle asla reddedilemedi.. Tanrı Uranüs ile dünya arasındaki çaydanlık.. Varlığını veya yokluğunu kanıtlayamıyorsunuz. ama beyniniz birine "inanmayı" seçiyor..

mantık kuruyorsunuz, araştırıyorsunuz gerekirse.. orada bir çaydanlık yok diye inanıyorsunuz bunun sonucunda. çünkü aksini asla kanıtlayamayacaksınız..

iki taraf içinde durum bu.

Din ve inanç kelimesini islamiyetle algılamasın beyinleriniz.



Aynı uslupla iade ederim:
--
ateist "dinlere" inanmayan kimsedir. Dinlere inanmamak inançsız demek değildir bi öğrenemediniz amk şunu.
----

ayrıca

Ateizme inancmis değilmiş gibi gostermeye calismak da ateizme camur atmaya calisan basit isnanlarin uydurmasidir. ateizme inanc değil demek, 2+2 nin 4 oldugunu ispatlayan matematikciye "sen 4 olduguna ben ise 10 olduguna inaniyorum", demek gibi bir sey. Sen neye inanirsan inan 2+2 bilim icin 4 tur ve inançtır..

@comp, matematik örneği çok iyi olmuş. ben de benzer bir örnek düşünüyordum da bulamamıştım. En ucuz örneklemeyi gösterecektim bende..

Bu ne saçma örnek müdür.. her sike oluyor.. 2+2 nin 4 ettiği kadar kesindir den önce sonra cümle serpiştirince oldu ha?

"çünkü anladığım kadarıyla bu ülkede ateizmin bir tercih olduğu falan zannediliyor."

hayırdır o da mı "hastalık, doğuştan gelen" gibi bir şey? tabi ki tercih ateizm.

inaniyorum cunku en makulu bu. dinlere inanmiyorum; ama evrendeki o kadar mucizenin bir sebebi yok diyecek kadar salak da degilim. bu tanridir, karma'dir, uzaylidir vs..dir. muhakkak bir sebebi vardir ama sudur diyecek bir inanca sahip degilim.

ateizm bir tercih değildir. vesveseden temelli kurtulursun ve ateist olursun. evet inanca meyilli olmayan biri için dini hemen her şey vesvese kaynağıdır. yani dine maruz kaldıkça kendini ifade edemez hale gelirsin. bu ateizm meselesi otizm gibi, asperger sendromu gibi bir şey. bir ateist olarak söylüyorum bunu. aspergerli biri nasıl empati yapamazsa inanmayan biri de inanamaz. yatkınlığı yok. beyni başka konularda çıktı üretebiliyor ama uhrevi konularda yaprak kımıldamıyor.

want2die: hocam "atayizm allah'a inanmamaktır." olarak sığ düşünme.. ama adam puta tapıyor? adam yağmura inanıyor?

"inanmanın kelime anlamına bakın. ortada olmayan birşeyin olduğunu düşünmek inanmak, olduğunu benimsemek, olduğunu kabul etmek vs. anlamlarında. " son kelime özetliyor.. "..... anlamlarında" işte bu ne demek? "kelimenin anlamına baktım. sonunda ben bunu anladım." demek.. yanlış anlamışsın.. olmayana subjektif hale getiremediğine inanırsın..

subjektif hale gelene kadar inanmasan, ampülü yapamaz, tesla olamaz, atomu parçalayamaz, uçak yapamazsın..

bu olaylar kağıt üzerinde kanıtlanıp öyle inşa edilmeye çalışılmadı.. subjektif hale getirilemedi.. birileri inanmadı. pek çokları reddetti.. birileri inandı. denedi kanıtladı.



hani anlayabilmeniz/ düşünebilmeniz için biraz bende sığ örnekler vereceğim.


adam bokuna inanıyor.. bir yakını 3 gün sıçmayınca ölmüş.. adamda "bu sürekli çıkmasa ölürdüm. hayatım buna bağlı." diyor.

ve bokuna inanıp onu her gün kurutup bereket getirmesi için bahçesine döküyor. ve bok tanrısı ona bereket olarak, bokunu sepelediği yerlerde daha gür çıkartıyor.

adamın dini bu kadar. Adamın mucizesi var.. bahçesi gür çıkıyor. adamın kutsalı var. şekil veriyor. günde 5 kere üzerinden zıplayıp şükür ediyor..

oğluna doğunca bok tanrıyı anlatıyor. beraber ibadet ediyorlar.. bir gün baba kabız oluyor.. 2 gün sıçamayınca.. oğlunu kurban edip bağırsaklarındaki bok tanrısını gururlandırmak istiyor. kesecekken tesadüfen koyun geliyor o günden sonra arada bir hayvan kesip bağırsaklarındaki bokları özgür bırakıyor. bok tanrı bu kurban karşılığında döküldüğü yere daha çok bereket getiriyor. Manda kesiyor, daha bereketli.. çok uğraşıp güvercin kesiyor 100 tane.. her yer bereket saçıyor.. bir gün kardeşi mabette sıçarken ölüyor.

bok tanrıyı sorguluyor. bok tanrısının olmadığına kanaat getiriyor.. kanıtlayamıyor, ya da kanıtlamaya uğraşmıyor. inanıyor olmadığına.

illa dinler karmaşık olmak zorunda değil.

comptrol, mucize deyince aklina gelen tek sey gezegenler mi? bilimin aciklayamadigi yuzlerce sey var. gelmis beni cahillikle itham ediyorsun bide

@ comptrol, beni yanlış anladın sanırım.. ya da ifade edemedim. ben inanmak kavramını islamiyetten ayırmaya çalıştım sadece.

@want2die: arkadaş, her ateist tıpkı her müslüman, hristiyan vb gibi araştırıp kanıtlayıp olmuyor. "sikimde değil" diyen ateist olmuyor.


nasıl oldun? çünkü tanrı yok? nasıl anladın? ne bileyim evren big bang filan cafe bar sohbetinden 2 cümle serpiştir, birazda dawkins..

burda pek çok ateisti utandırırabilecek kozmoloji argümanına sahibim. din var yok değil konum. tüm dinlere göre "cehennem" ya da neyse ceza sistemi orda cezalandırılacak yapıda yaşıyorum.

şimdi:
ateist te müslüman kadar söylenene, okuduğuna "inanmış" inanıyor arkadaş.. inançsızlık demeyin şuna..

pek ateist; malesef islamiyete, hristiyanlığa, şamanizme, vb. inanan herkes kadar yokluğuna "inanmış" insanlardan oluşuyor.

burdaki müslüman ne kadar araştırıp inandıysa, siz de o kadar araştırıp inandınız.. birileri bişeyler anlattı. 2 kelime okudunuz. ona inandınız. diğer taraftan 2 kelime fazla okusanız ona da inanabilirsiniz..

ibomiu benimde kozmetik bilgim var, çarpışalım panpa

@comptrol"yokluk ispat edilemez" "ispat edilemiyorsa yoktur" nedir hocam?

çok sığ..

aynı derecede anlatayım.

götümde yara var dediğimde, insanlar varlığını ispat edemedik o zaman yok demiyor. bilim böyle değil. bu inanç.. bilim kanıtlar, varlığı kanıtlar, yokluğu kanıtlar. kanıtlayamadığı noktaya "var, yok" demez. "bulamadık" der..

tıpkı
Çaydanlık örneği:
"Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alınırdı."

ibo, inanç diyorsun, şuna bi bak hele:
(bkz: ignostisizm)
inanmasan da böyle düşünen zihinler mevcut.

@comptrol :

Senin yazdığına dokundurmuştum. adnan oktar gibi ben bir şeyin varlığını/yokluğunu kanıtlamaya çalışmıyorum..

benim tek bir cümlemde tanrı vardır / yoktur geçmemiştir. o kısımla ilgilenmiyorum. yanlışınızı düzeltiyorum. neye "inandığınız"la ilgilenmiyorum.

ibomui salt inançtan sıyrılmanın ne anlama geldiğini bilmiyorsun.

daldan dala bir şeyler yazacağım şimdieden affola.

varlığı ve yokluğu ispatlamak üzere: bir kişi ekmek yok diyorsa tüm dünyayı hatta evreni dolaşıp ekmeğin olmadığını ispatlamak zorundadır. ekmek var diyen birisi ise bir somun ekmekle ekmeğin varlığını ispatlayabilir.

Allah'ın varlığına gelince. tükenmez kalemle Allah'ın varlığını ispatlamaya çalışan birisine bu ortamlarda çok gülündü ama söylemeden edemeyeceğim. bir doktor olarak ne zaman dna rna ve alt konularını okusam cebime gayet düzgün bir şekilde koyduğum telefonun kulaklığı gelir aklıma. her seferinde nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde dolanmış olarak çıkardım cebimden. makro büyüklükte bir eşyada bile böylesine bir şey olurken, mikro alemdeki bu düzen ve intizam ister istemez bir yaratıcı bir düzen koyucu getiriyor akla.

kaldı ki ben rastgele klavyedeki tuşlara bastım ve bu yazı çıktı ortaya desem ne kadar inandırıcı gelecekse ateistiliğin dayandığı şeyler de bana o kadar inandırıcı geliyor. kuran okumak islamiyet için şart belki ama Allah'ın varlığı için kendi vücuduna, kainata ve hatta vicdanına bakmak yeterli gibime geliyor.

@mayeskuel evrenin nesi olağanüstü? evren olağanüstü ise olağan olan nedir? evrenden daha olağan daha sıradan şeyler mi biliyorsun? nerede yaşadın?

bence değer

değer moruk.

Dağmez. Bir memur ölene kadar memurdur.

memurluk ne allasen -_-

tamam stabil, isini kaybetme korkusu yok pek vs ama heyecansiz, ayrica torpil, hukumete yakinlik vs yoksa memurun yukselmesi cok mumkun degil. uluslararasi buyuyen sirket diyorsun, cabalarsan o buyume icerisinde illa ki iyi bir yerlere gelirsin. bir de calisma saatleri memur gibi demissin, ozel sektorun buyuk cogunlugu haftada 60 saat mesai almadan calisiyor. gerci 2100 cok super bir para degil ama tecrube seviyene ve sektore gore fena sayilmayabilir, sirkette yukselirsen de bayagi artar.

annem babam yıllardır memur, kendimi bildim bileli orta direğiz, arabamız yok, ikinci bir evimiz yok, yazlığımız yok (şu an 150 bin liralık bir evde oturuyoruz o da dedemden kaldı) tatil desen ben çocukken ege akdeniz epey yer gezmişiz ama hatırlamıyorum. yaşım ilerledi tatil desen anca çevre illerde bir akraba olacak onun evine ziyaret amaçlı tatil, o da yakın olacak 200 km'yi fazla geçmeyecek. mutfağımız iyi kötü hep doldu, sanırım bizimkiler yıllarca yemeğe para yatırdılar.
Diyeceğim o ki memurluktan haram yemediğin sürece zengin olamazsın, hep ortadirek yaşarsın arkadaşın dediği gibi memur hep memur.

özel sektörün de çalıştığın şirkete göre garantisi olmayabiliyor, kıçına tekme yeme olasılığın yoksa bana özel daha cazip gelmiştir her zaman.

özel sektör insanı güncel kalmaya, enerjik olmaya, gelişime mecbur tutuyor, memurluk diri diri mezara girmek, parası ne olursa olsun siktir et memurluğu.

Memurluk var memurluk var. Herkes atip tutuyor masallah.

memurluk derken. en dusuk memurluk. sgk olur, postane olur.

ptt memurluğu gibi insanlarla uğraşılacak memurluksa hiç düşünme bile özelden devam et.

memur ol keyfine bak.. özel sektör çekilmez

Türkiye kadar ezik insan grubunun olduğu başka bir memleket yok. Girişimcilik, değer katmak, bir şeyler üretmek çabası sıfır. Hele ki memurlar.net diye bir yer var akşama kadar memurluğu öven tiplerle dolu. İnsanın yaşam enerjisini alır bunlar.

Türkiye gibi gelişmekte olan piyasası aç bir ülkede azıcık kafasını çalıştıran mühendis, mimar ya da ticaretle uğraşan herkes zengin olabilir. Zenginliği de geç, bir şeyler üretebilir. Çünkü türkiye'de avrupa gibi konjonktürel işsizlik yok, yapısal işsizlik var. Bu yapıyı düzeltecek olan da türk milleti denen tembel, koca götlü, mızmız, sinirli, stresli, somurtkan insan grubunun ta kendisidir.

Özel mesaj attım.

psikopatlık bu değil onu söyleyebilirim.

keşke her psikopatlık böyle olsa <3
yaşının getirdiği bir süreçten geçtiğin için kendine takmış olabilirsin. bol bol sosyalleşmeye çalış. git spor yap, arkadaşlarınla buluş, eğlen, keyiflen.

kolundaki küçük sızıyı takman ve psikolojik olarak büyütmen gerçekten sorun.

neden psikiyatrist/psikolog/psikoterapiste görünmüyosun bu durumdan şikayetçiysen? içine daha da kapanma. kapanırsan asıl o zaman psikopatlaşırsın.

Kardesim yaziyor sandim yaziyi gorunce. Kesinlikle iyi bir doktora girmen sart. Biz psikiyatriste gitmistik su an sanki bu durumlari yavas yavas atlatiyor gibiyiz. Kendin cozemeyecegini inaniyorsan mutlaka yardim al.

dayıt böyle düşünüyorsan ilk işin psikiyatriste gitmek olsun. ya da psikolog, bilmiyorum. ben ilaç yazılması gerekeceğinden neredeyse emin olduğum için psikiyatriste gitmiştim, nitekim ilaç verdi gayet iyi anlaşıyoruz hiç "sen psikoloğa gitmelisin" demiyor, dayıyor ilacı.

duyuru üzerinden sana en fazla tavsiyelerde bulunabilir, omzunu sıvazlayabiliriz. bunlar kısa vadede işine yarayabilir ama uzun vadede profesyonel destek alman gerek. o yüzden işin uzmanına git.

İkea bazı ürünler için sanıldığı kadar uygun bir yer değil. Araştırın çam ağacından bir kitaplık edinebilirsiniz zaten bu fiyata. Öteki kaplama olanıysa önermem.
Ceviz ağacı falan olsa demek ki üçbin lira isteyeceklermiş. Tövbe yarabbiciğim.

Bahalı ama alıcıysam hemnesi al

ilk görüşte hemnes i beğendim ama fiyatları kıyaslayınca hemnes in +500 tl nin üzerinde pahalı olmasına karşılık sunduğu tek şey orta rafların geniş ve kullanışlı olması. Fiyat/performans demişsiniz. dolayısıyla bu kritere uygun olan Billy.
Hemnes performans'a uygun. Fiyat/performans'a değil.

evin her tarafı billy kitaplık dolu. arkadaşlarımın da öyle. daha hiç sıkıntı yaşamadık. bendekiler beyazı ve bazılarını kapaklı aldım. onlarda da sorun yok dayanıklılık açısından.

Evde iki tane billy kitaplik var 1 tane daha alicaz. Agzina kadar dolu olmasına ragmen bi sikinti cikarmadi.

ben billylerden çok memnunum.

bu arada söyle bir kıyak yapiym :D

ikea kataloğunda basım hatası olmus.gecen gün 2 adet cam kapaklı billy almaya gittim.su ürün;
www.ikea.com

normalde cam kapaklı tek kitaplığın fiyatı 289tl,yani 2 tanesi 578 tl.
ama kitapçıkta 448 tl yazılmış,o şekilde satacaklar aralık sonuna kadar.
yani 130 tl'lik bir indirim oluyor.

ikea kataloğunda sf. 241 ,10 numaralı görsel.

birkaç kişi daha gelmiş önceden,448tl'ye vermişler.ben de o şekilde aldım.
haberiniz ola.

197 cm veya 202 cm kitaplıkların üst rafı benim gibi kısa boylu insanlar için kullanışsız. Eğer boyunuz 1.80'in üzerindeyse sorun olmaz da 1.75 civarı insan için o en üst raf çok kullanışlı değil. oraya en fazla hiç kullanmayacağın kitapları koyabilirsin.

Gecisi kaldirdilar diye biliyorum.

eğer tekniker olarak atanırsa diplomasını verince mühendis maaşı alır.ama düz memur olarak atanırsa gih sınıfında olduğu için mühendisliğe geçebilmesi için kurum içi sınav açılması lazım.

Teknik olarak sınava girmene gerek yok, aynı kurumda o kadroda yer de varsa kurum içi yükselme yapabilirsin. Farklı bir kuruma geçmek ise baya bi çetrefilli, hem geçeceğin yerde kadro olacak hem oradan oraya geçiş için 2 taraf da yazışacak vs.

geçen sene bugun başlamıştım. hey gidi hey.

www.eksiduyuru.com

şurada birine cevap vermiştim. senin alanın nedir. iibf mi yoksa öğretmenlik mi? iibf ise ona göre biraz daha açabilirim.

Ben de bugun dersaneye gittim yazilmaya a grubu icin. Cok gec kalmadik insallah :)

İktisatci bir vmy olarak bi kac satir birseyler yazmak istedim. Kaynak olarak muhasebe cikmis sorular(ferhat yildiz), zeynel dinler, 4t , donusum dortlusunden sasmayin. Cozduyseniz bi daha cozun. İnaninin dolu yerlesen arkadasim oldu hep ayni kitaplari cozduler. piyasada mucize bir kaynak yok. Bi dersi sonuna kadar bitirip digerine gecme gibi bi planiniz varsa hemen vazgecin. hicbir deers tam anlamiyla asla bitmez mutlaka cozemediginiz soru olacatir. O sebeple eksiginiz olsada diger derse gecin yine donersiniz. İksatta buyume , muhasebede finansal tablolar, hukukta icra beladir yapabildiginiz kadar yapin caninizi sikmayin. Kolay gelsin

Atmden yatiriliyor

Charles Dickens - Büyük Umutlar oku. Kurgusu güzeldir.

Alper caniguz okursaniz seversiniz bence.

Muzaffer İzgü ayarında tavsiye veremeyeceğim ama Sait Faik okuyabilirsin, biraz belki o tadı yakalarsın. Adalet Ağaoğlu Üç Beş Kişi çok sevdiğim bir romandır, Nedim Gürsel'in Uzun Sürmüş Bir Yaz'ı var, hayatımın kitaplarından. Sonracıma Firuzan'ın öyküleri iyidir, Osman Şahin'i severim, doğayla dolu çok güzel öyküleri var. Necati Cumalı'nın Tütün Zamanı üçlemesini okuyabilirsin o da harikadır. Yalnız Kadın diye bir öykü kitabı var yine, çok güzel. Genelde öykü mü tavsiye ettim ne? Yazdıkça yazasım geliyor.

Yabancı olarak da Cesare Pavese-Tepedeki ev, Patrick Modiano-En Uzağından Unutuşun, Andre Maurois-İklimler, Marquez- Kırmızı Pazartesi diyorum.

ahmet umit diyorum

senaryo dediğin böyle olur dedirtsin -> glenn meade

ama son iki kitabından değil de eski kitaplarından başlamanızı tavsiye ederim.

hakan günday - kinyas ve kayra
orhan pamuk - masumiyet müzesi
emrah serbes - erken kaybedenler

celine - gecenin sonuna yolculuk
charles dickens - iki şehrin hikayesi
emile zola - germinal

Aof burosuna gidip sifrenizi isteyin ders kaydini yapip parayi yatirabilirsiniz silinme soz konusu olmamistir.

Teşekkürler. Peki yeniden evrak falan isteyecekler mi? Yoksa sadece ders ekle çıkar ve para yatırma ile işlemler tamamlanıyor mu?

Evrak istemiyorlar.

kendine güzel bir an hediye et. ben olsam öyle yapardım. o doğum günümü o an ile kaydeder ve ömrüm boyunca hatırlardım. güneşin doğuşunu tek başına izlemek olabilir. radyoda sevdiğin bir şarkıyı dinlerken yoldaki köpeği izlemek ya da otobüsteki çocukla iletişim kurmak olabilir. nasıl bir şey ile kendini mutlu edeceğine bağlı.

ben olsam gider tek başıma oturur bir çay içerdim.

Pazar gunu benim dogum gunum mesela ben beyoglu sahaf festivaline gidip bir kitap alicam kendime oradan da bi kafaye oturur cay icerim. Seviyorsaniz boyle bisey yapin :)

Derslerinizi secip parayi yatirin aktif olacaktır.

pasif olunca hiç bir şey yapmıyorum öğrenci ekranımda. ders seçemiyorum yani.

En yakin arkadasim ozel ogrenci olarak ders aldi daha sonraki surecte mulakata girdiginde cok rahat sekilde yuksege kabul edildi. Tabi universiteden universiteye degisebilir bu durum.

Sadece özel öğrenciliğe başvurduğum için yüksek lisans mülakatında hatırlamışlardı.. Özel öğrenci almıyorlarmış ben başvururken ama yuksek lisansa kabul aldım..

Ayrıca, derslerde iyi bir profil çizerseniz hem tanınma hem de iyi referanstan dolayı kabul edilme ihtimaliniz artıyor.. Bir yıl boşuna geçeceğine özel oğrencilikle ders alıp sonra kabul aldığınızda dersleri saydırabilirsiniz..

Devlet üniversitelerinde fazla da bir fiyatı yok ders kredilerinin.. Özel öğrencilik kendinizi görmek açısından da iyidir..

Ege Üniversitesi adına sormuştum sorumu. Bu öneriyi görüşmeye gittiğim hoca verdiği için haberdar oldum oldukça ikilemde kalmıştımama şimdi sizin yorumlarınızla içime sindi.
İlginize sonsuz teşekkürler.

Koç Müzesi

Turk islam eserleri muzesi
Kariye muzesi
Buyuk saray mozaiklari muzesi
Fethiye muzesi

www.istanbul.gov.tr

şuradaki müzeleri ben de gezeceğim. hepsini liste yaptım hatta.

özel müzeler kısmında epey var.

ÖZEL MÜZELER


İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ
Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası Antrepo No:4 Karaköy
0212 3347300
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi kapalı, Perşembe: 10.00 - 20.00, diğer günler 10.00 - 18.00
Ücret: 12 TL, Öğrenci: 6 TL, Perşembe günleri: Ücretsiz
www.istanbulmodern.org
________________________________________

İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ
Ömerpaşa Caddesi Dr. Zeki Zeren Sokağı No:17, Göztepe
0216 3594550
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç 09:30 - 18:00
Ücret: 8 TL, İndirimli: 5 TL
www.istanbuloyuncakmuzesi.com
________________________________________

RAHMİ M. KOÇ SANAYİ MÜZESİ
Hasköy Caddesi No:5 Hasköy
0212 3696600
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi kapalı, Salı - Cuma: 10.00 - 17.00, Cumartesi - Pazar: 10.00 - 20.00
Ücret: 12.5 TL, Öğrenci 6 TL.
www.rmk-museum.org.tr
________________________________________

PERA MÜZESİ
Meşrutiyet Caddesi No:65, Tepebaşı, Beyoğlu
0212 3349900
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00 Pazar 12.00-18.00
Ücret: 10 TL, İndirimli: 5 TL
www.peramuzesi.org.tr
________________________________________

SANTRAL İSTANBUL
Eski Silahtarağa Elektrik Santralı Kazım Karabekir Cd No.2 Eyüp
0212 31178 09
Pazartesi hariç hafta içleri 10.00 - 18.00, hafta sonları 10.00-20.00
Ücret: 10 TL, İndirimli: 5 TL
www.santralistanbul.org

SAKIP SABANCI MÜZESİ
Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan
0212 2772200
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç, Çarşamba 10.00 - 22.00, diğer günler 10.00 – 18.00
Ücret: 3 TL, İndirimli: 1 TL
muze.sabanciuniv.edu
________________________________________

İŞ BANKASI MÜZESİ
Hobyar Mah. Bankacılar Cad. No:2, Bahçekapı, Eminönü
0212 5111331
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00
Ücretsizdir.
www.muze.isbank.com.tr
________________________________________

SİRKECİ GARI TCDD Müzesi
Sirkeci Tren Garı, Sirkeci
0212 5206575
Ziyaret gün ve saatleri: Müze Pazar ve Pazartesi hariç diğer günler 09.00 – 17.00
Ücretsizdir.

________________________________________

BASIN MÜZESİ (Gazeteciler Cemiyeti)
Divanyolu Cad. No:84 Çemberlitaş, Eminönü
0212 5138458
Ziyaret gün ve saatleri: Pazar hariç diğer günler 10.00 – 17.00
Ücretsizdir.

________________________________________


BAKIRKÖY RUH VE SİNİR HASTALIKLARI MÜZESİ
0212 5436565
Ziyaret gün ve saatleri: Hafta içi her gün 10.00 - 15.30
Ücretsizdir.


________________________________________

CUMHURİYET EĞİTİM MÜZESİ
0212 5160688
Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi, Tarihi Kılıçhane Binası
Pazar hariç her gün 10.00-17.30
Ücretsizdir.



________________________________________

FLORENCE NIGHTINGALE MÜZESİ
Selimiye Kışlası, Üsküdar
0216 3437310
Ziyaret gün ve saatleri: Cumartesi günleri önceden izin alınarak gezilebilir.
Ücretsizdir.

________________________________________

GALATASARAY MÜZESİ
Galatasaray Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi İstiklal Cad. No:90
0212 2934986
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç diğer günler 10.00 - 19.00




HİLMİ NAKİPOĞLU FOTOĞRAF MAKİNELERİ MÜZESİ
Nefus Nakipoğlu Zihinsel Engelliler Okulu 4. kat, Osmaniye Cad. No: 18/B
0212 5430920
Ziyaret gün ve saatleri: Hafta içi her gün 09.00-17.00 açık
Ücretsizdir.

________________________________________

HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR MÜZE EVİ
Heybeliada
0216 3510925
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç diğer günler 10.00-16.00
Ücretsizdir.

________________________________________

KAZIM KARABEKİR PAŞA MÜZESİ
Kazım Karabekir Sok. No: 4/2 Erenköy
0216 3029126
Ziyaret gün ve saatleri: Salı ve Perşembe 9.30 - 16.30




ORHAN KEMAL MÜZESİ
Akarsu Caddesi No:30, Cihangir
0212 2929245 / 1213
Ziyaret gün ve saatleri: Cumartesi ve Pazar hariç 10.00-19.00
Ücretsiz

________________________________________


TÜRVAK SİNEMA VE TELEVİZYON MÜZESİ
Yeni Çarşı Cad. No.24 Galatasaray Meydanı, Taksim
0212 2458091
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç 10.00-18.00.
Ücret: 10 TL, İndirimli: 5TL.

________________________________________

PTT İSTANBUL MÜZESİ
Hobyar Mah. Zaptiye Cad. Yeni Postane Sokak No: 25 Eminönü
0212 5209037
Ziyaret gün ve saatleri: Cumartesi, Pazar hariç 08.30 - 17.30
Ücretsizdir.

________________________________________

REZZAN HAS HALİÇ KÜLTÜRLERİ MÜZESİ
Kadir Has Caddesi Cibali
0212 5336532
Ziyaret gün ve saatleri: Her gün 09.00 - 18.00
Ücret: 3 TL İndirimli: 1 TL

________________________________________

SADBERK HANIM MÜZESİ
Piyasa Caddesi No: 27-29, Büyükdere Sarıyer
0212 2423813
Ziyaret gün ve saatleri: Çarşamba hariç 10.00 - 17.00
Ücret: 7 TL, İndirimli: 2 TL.







TARİH VE SANAT MERKEZİ MÜZESİ (TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ)
Rıhtım Cad. Merkez Han No:4 Karaköy
0212 2512281 0
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi, Çarşamba ve Cuma 10.00 - 17.00
Ücretsizdir.

________________________________________

URAL ATAMAN KLASİK OTOMOBİL MÜZESİ
Nuripaşa Caddesi No:81, Ferahevler, Tarabya
0212 2994539
Ziyaret gün ve saatleri: Cumartesi 11.00 - 18.00.
Ücret: 5 TL

________________________________________

YKB VEDAT NEDİM TÖR MÜZESİ
Yapı Kredi Kültür Merkezi İstiklal Cad. No:161 A Kat:1 Beyoğlu
0212 2524700
Ziyaret gün ve saatleri: Hafta içi 10.00 - 19.00, Cumartesi 10.00 - 18.00, Pazar 13.00 - 18.00
Ücretsiz

________________________________________

500. YIL VAKFI TÜRK MUSEVİLERİ MÜZESİ
Karaköy Meydanı, Perçemli Sok. No.1 Karaköy
0212 2926333
Ziyaret gün ve saatleri: Cumartesi hariç, Cuma ve Pazar 10.00 - 14.00, diğer günler 10.00 - 16.00
Ücret: 10TL, İndirimli: 3 TL
________________________________________

CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ TIP TARİHİ MÜZESİ
Koca Mustafa Paşa Fatih
0212 4143000, Dahili: 22452, 22649
Ziyaret gün ve saatleri: Hafta içi her gün 08.00 - 17.00
Ücretsizdir.



ÇAĞLAR BOYU AYDINLATMA VE ISITMA ARAÇLARI MÜZESİ
Çengeldere Mah. Çengeldere Cad. No.35 Çavuşbaşı Beykoz
0216 4790240
Ziyaret gün ve saatleri: Perşembe hariç 09.00 - 17.30
Ücretsiz.

________________________________________

BEŞİKTAŞ JİMNASTİK KULÜBÜ MÜZESİ
İnönü Stadı altı, Dolmabahçe, Beşiktaş
0212 2274909
Ziyaret gün ve saatleri: Pazar ve maç günleri dışında 10.00-17.00
Ücretsiz.





MEHMET ARSAY KLASİK OTOMOBİL MÜZESİ
Atatürk Mah. İkitelli Cad. No:178
0212 5484000
Ziyaret gün ve saatleri: Çarşamba ve Pazar 10.00 - 16.00
Ücretsizdir.


AYŞE VE ERCÜMENT KALMIK VAKFI MÜZESİ
Sarayarkası Sokak No: 35 - 37 Gümüşsuyu
0212 2450270



MİLLİ SARAYLAR DAİRE BAŞKANLIĞI’NA BAĞLI MÜZELER


AYNALIKAVAK KASRI
Aynalı Kavak Caddesi, Hasköy, Eyüp
0212 2273441
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:
________________________________________

BEYKOZ KASRI
Hünkar İskele Caddesi, Beykoz
0216 4241942
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:
________________________________________

BEYLERBEYİ SARAYI
Abdullahağa Caddesi, Beylerbeyi, Üsküdar
0216 3219320
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:
________________________________________

DOLMABAHÇE SARAYI
0212 2369000
Dolmabahçe, Beşiktaş
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 16.30
Ücret:
________________________________________

FLORYA ATATÜRK DENİZ KÖŞKÜ
Florya
0212 4265151
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:





IHLAMUR KASIRLARI
Ihlamur Yolu, Beşiktaş
0212 2595086
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:

________________________________________

KÜÇÜKSU KASRI
Anadolu Hisarı, Beykoz
0216 3323303
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:

________________________________________

MASLAK KASIRLARI
0212 2761022
Maslak, Sarıyer
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:

________________________________________

ŞALE KÖŞKÜ
Yıldız, Beşiktaş
0212 2598977
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri hariç diğer günler 08.30 - 17.00
Ücret:



KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI’NA BAĞLI MÜZELER


TOPKAPI SARAYI MÜZESİ
Sultanahmet Meydanı, Eminönü
0212 512 0480
Ziyaret gün ve saatleri: Salı günü hariç 09.00 - 19.00 (Yaz saati uygulaması boyunca)
Ücret: 20 TL, Harem: 15 TL

________________________________________

AYASOFYA MÜZESİ
Sultanahmet Meydanı, Eminönü
0212 5221750
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi kapalı, diğer günler 09.00 - 19.00
Ücret: 20 TL

________________________________________

AYA İRİNİ KİLİSESİ MÜZESİ
Topkapı Sarayı Avlusu, Sultanahmet, Eminönü
0212 5284500
Ziyaret gün ve saatleri: Ayasofya Müzesinden alınacak izinle gezilebilir.
Ücret:

KARİYE MÜZESİ
Kariye Mah. Kariye Sok. No:26 Edirnekapı, Fatih
0212 6319241
Ziyaret gün ve saatleri:
Ücret: 15 TL


BÜYÜK SARAY MOZAİKLERİ MÜZESİ
Arasta Çarşısı, Sultanahmet, Eminönü
0212 5284500
Ziyaret gün ve saatleri: Çarşamba hariç, diğer günler 09.00 - 17.00
Ücret: 8 TL


FETHİYE MÜZESİ
Fethiye Caddesi, Draman, Fatih
0212 6351273
Ziyaret gün ve saatleri: Çarşamba hariç, diğer günler 09.00 - 18.00
Ücret: 5 TL


İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZELERİ
Osman Hamdi Bey Yokuşu, Gülhane, Eminönü
0212 5207742
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç, her gün 09.00 - 18.00
Ücret: 10 TL


ANADOLUHİSARI MÜZESİ
Anadoluhisarı, Beykoz
0212 2635305
Ziyaret gün ve saatleri: Hisarlar Müzesi Müdürlüğünün izni ile gezilir.
Ücret: 3 TL


RUMELİHİSARI MÜZESİ
Yahya Kemal Caddesi No:42, Rumelihisarı, Sarıyer
0212 2635305
Ziyaret gün ve saatleri: Çarşamba hariç, diğer günler 09.30 - 16.30
Ücret: 3 TL


TÜRBELER MÜZESİ
At Meydanı No: 1 Sultanahmet, Eminönü
0212 5182919
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi ve Salı dışında her gün 09.30 - 16.00
Ücretsizdir.


YILDIZ SARAYI MÜZESİ
Barbaros Bulvarı Yıldız Parkı, Beşiktaş
0212 2583080
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç, her gün 10.00 - 18.00
Ücret: 5 TL


CİHANNÜMA KÖŞKÜ
Yıldız Sarayı Müzesi içi, Barbaros Bulvarı Yıldız Parkı, Beşiktaş
0212 2583080
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç, her gün 10.00 - 18.00
Ücret: 3 TL


İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİ TARİHİ MÜZESİ
Gülhane Parkı içi, Eminönü
0212 5288065
Ziyaret gün ve saatleri: Salı günü hariç 09.00 - 16.30
Ücret: 5 TL


TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ
İbrahim Paşa Sarayı, At Meydanı, Sultanahmet, Eminönü
0212 5181805
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç, hergün 09.00 - 17.00
Ücret: 10 TL


ADAM MİCKİEWİC MÜZESİ
Dolapdere, Tatlı Badem Sokak, Beyoğlu
0212 2372545
Ziyaret gün ve saatleri: Hergün 09.00 - 16.30
Ücretsizdir.


GALATA MEVLEVİHANESİ MÜZESİ
Galip Dede Caddesi No:15 Tünel Beyoğlu
0212 2454141
Ziyaret gün ve saatleri: Pazartesi hariç, her gün 09.30 - 17.00
Ücret: 5 TL

ilk zamanlar, ulaşım kassa da akraba yanı daha iyi bence hele ıstanbul'u bilmeyen biri için.

1 bostancı işi yaş. servis yoksa yollarda heba olursun.

2 maaşına uygun olarak tutabileceği en iyi ev işine en yakın evdir. sultangazi esenler esenyurt bölgelerinde 500-700 arası ev bulursun.

3 olur olur. yeter ki esenler karabayır olmasın.

esenyurt'un neresinde iş?
servis olsa dahi gidilip gelinmez oradan.
esenyurt e5 üzerindeyse, büyükçekmece'de güvenli denize yakın bir ev tutabilir. esenyurt'ta 500 verir büyükçekmece'de 700 ama kesinlikle değer. çünkü esenyurt çakal semti eğer içerilerde oturursa.

Esenlerde kiralik ev yok gibi bir sey. Gecen ay emlakci gezdik 1000 tl ve memur istiyorlar olan evlere. Suriyelilere ev kiraladiklari için ev yok.

1.asla gidemez.

2.bahçeşehir-esenkent civarı.dumankaya-ıspartakule-garanti akkoza evleri vs.1+0lar 400 tl.

3.hepsı guvenlıklı sıteler.zaten etrafları da hep sıte falan guvenılır.ayrıca taksıme ekspres ordan da bostancıya tek otobus secenegıyle gıdersınız.

bu arada 3ü birbirinden farklı yerler.illa birini secmen gerekiyosa esenyurtu seç kesinlikle.bahcesehir civarındaki sitelerde oturabilirsin böylece.esenlerin etrafında oturabılecegın hem guvenlı hem ucuz yer asla bulamaz.zaten buldugun guvenlı olmayan yerler bıle butcenı asabılır.

1- öyle bi dünya yok. Güldüm bu seçeneğe :(
2- esenyurt iyidir. Heryeri karışık değil. Çok pahalıda değil.

3- heryeri karışık değil.

@ykyt esenyurtun tonguç baba caddesiymiş

abi haritadan baktım kiptaş evleri var o cadde üzerinde. orada oturabilir eğer bulabilirse, zannedersem güvenlikliydi onlar. dışarıyla biraz izole olur. orası olmazsa torium çevresine bakmasın leş oralar ucuz olmasına aldanmasın.
hele esenyurt yokuşundaki fiyapı taraflarına falan hiç gitmesin.çünkü bu insan gezmek isteyecek. işten çıkınca evi için esenyurt içlerine girmesin. e5 e yakın olsun ki, gece metrobüsle dönebilsin.
bakacaksa e5teki migros çevresi ve bauhaus çevresine baksın. olmadı biraz daha edirne tarafına gidince bizimkent köprüsüne yakın yerler olabilir.çok içeri girmesin bizimkent'ten. trafik oluyor minibüsler dolu oluyor.

Küçük saklama kaplarına bölerek buzluğa atın, her akşam birini çıkarıp ısıtıp yersiniz, donduğunda bozulmaz nasılsa..
Az yaparsınız, birkaç tür yaparsınız, her gün aynı şeyi yememiş olursunuz..
İstediğiniz her yemeği yapabilirsiniz hem, biz tatilde böyle yapmıştık, denizden vs. gelince zorlanmayalım diye buzluğa stoklamıştık bir günümüzü yemek yapmaya ayırarak, çok rahat etmiştik sonrasında, çalışanlar için gayet kolaylık oluyor..

boş gününde yemeklerini hazırlayıp, saklama kaplarına bölüştürerek buzluğa koyabilirsin, dayanır uzun süre.